|
14. Hukuk Dairesi 2011/1405 E., 2011/2709
K.İNANÇ İLİŞKİSİNE DAYALI TAPU İPTALİ, TESCİL
YABANCI UYRUKLU GERÇEK KİŞİLER
2644 S. TAPU KANUNU
[ Madde 35 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasında kadastro
tespitinden doğan dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi
İstenilmekle; temyiz İsteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve
dosyadaki belgeler okundu, gereği görüşüldü:
Kadastro sırasında 101 ada 34 parsel sayılı 6304.12 metrekare yüz-ölçümündeki
taşınmaz, 4753 sayılı Yasa gereğince oluşan tapu kaydı nedeniyle davalı Hazine
adına tespit edilmiştir. Davacı Teymur, yasal süresi içinde irsen intikal,
taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak dava açmıştır. Mahkemece
yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli parselin davacı Teymur
adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından
temyiz edilmiştir.
Mahkemece davacı taraf lehine 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 46.
maddelerinde yazılı koşulların gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm
kurulmuş ise de, değerlendirme dosya kapsamına uygun bulunmadığı gibi yapılan
araştırma ve inceleme de yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu taşınmazın etrafı
101 ada 1 nolu mer'a parseli ile çevrili olduğu halde mahkemece çekişmeli
taşınmazın bulunduğu köyde tahsisli ya da kadim mer'a olup olmadığı
araştırılmamıştır. Her ne kadar keşif sonucu düzenlenen uzman ziraatçı bilirkişi
raporunda çekişmeli taşınmazların "mer'a olmadığı" belirtilmiş ise de, zirai
bilirkişi raporu hükme elverişli olmadığı gibi, taşınmaz üzerinde tarımsal
faaliyetin ne şekilde sürdürüldüğü de araştırılmamış, soyut nitelikteki yerel
bilirkişiler, belirtmelik bilirkişisi, tespit bilirkişisi ve davacı tanıklarının
beyanlarına itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için;
mahallinde yaşlı, tarafsız ve yöreyi iyi bilen komşu köyden seçilecek yerel
bilirkişi kurulu ve yine aynı yöntemle belirlenecek tanıklar yardımı ve refakate
alınacak üç kişilik zirai bilirkişi kurulu ile yeniden keşif yapılmalıdır.
Eylemli durumda çekişmeli taşınmazın etrafını saran mer'a parselinin kadim ya da
tahsisli mer'a olup olmadığı üzerinde durulmalı, ziraat mühendislerinden
oluşacak 3 kişilik, ziraatçı bilirkişi kurulundan arazinin niteliği, toprak
yapısı, komşu mer'a parseli ile arada ayırıcı doğal ya da yapay unsur bulunup
bulunmadığı konusunda ayrıntılı ve gerekçeli bilgi alınmalı, tespit
bilirkişilerinin tümü tanık sıfatıyla dinlenilmeli, önceki ziraatçı bilirkişi
ile keşifte dinlenilecek zirai bilirkişilerin raporları arasında çelişki
olduğunda çelişkinin nedenleri üzerinde durulmalı, taşınmazın niteliği kesin
olarak saptanmalı ve mahkemenin bu konudaki gözlemi de keşif tutanağına
geçirilmelidir. Taşınmazın başında icra edilecek keşif sırasında dinlenilecek
yerel bilirkişi kurulu, belirtmelik bilirkişisi, tespit bilirkişileri ve taraf
tanıklarından taşınmazın geçmişte kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği,
kim tarafından, ne zamandan beri, ne suretle kullanıldığı hususunda maddi
olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalıdır. Çekişmeli taşınmazın niteliği
değerlendirilirken komşu parsellerin nitelikleri üzerinde durulması gerektiği,
etrafı mer'a ile çevrili taşınmazın mer'a bütünlüğünü bozucu nitelikte olduğunun
kabulü gerekeceği de düşünülmelidir. Belirtmelik dayanağı olan 1936 tarih 26
tahrir nolu vergi kaydının kapsamı şüpheye yer bırakmayacak şekilde kesin olarak
tayin edilmelidir. Çekişmeli taşınmazın güneyindeki "yol"un kadim olup olmadığı
açıklığa kavuşturulmalı, çekişmeli taşınmazın mer'a olduğu sonucuna varıldığı
takdirde mer'alar üzerinde sürdürülen zilyetliğin hukuken iktisap sağlamayacağı
gözetilmeli, fen bilirkişiye keşfi takibe imkan verir ve denetime elverişli
kroki ve ayrıntılı rapor düzenlettirilmeli, taşınmazın keşif sırasında
çektirilecek fotoğrafları üzerinde taşınmazın sınırlarının ve mer'a parseli ile
aradaki sınırın kabaca gösterilmesisağlanmalıdır. Çekişmeli taşınmaza komşu 101
ada 4, 32, 33 ve 35 parsel sayılı taşınmazların da mahkemenin 2007/2003,
2007/2042, 2007/2061 ve 2007/2047 Esas sayılı dosyalarında davaya konu olup,
dava dosyalannın derdest bulunduğu anlaşılmakla yargılamanın en kısa zamanda, en
az masrafla yürütülüp en doğru sonuca ulaşılabilmesi için aralarında fiili ve
hukuki irtibat bulunan tüm davaların birleştirilerek yürütülmesi, tüm deliller
toplanarak ve birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği
de gözönüne alınmalıdır. Eksik İnceleme ile hüküm kurulmuş olması isabetsiz
olup, temyiz itirazlan bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün
(BOZULMASINA), 19.04.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|
|