7. Hukuk Dairesi 1996/4517 E., 1996/7513 K.
SENEDE KARŞI SENETLE KANITLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
İçtihat Metni
T.C.
YARGITAY
7. Hukuk Dairesi
Esas Karar
1996/4517 1996/7513
Taraflar arasında kadastro tesbitinden doğan dava sonucunda verilen
hükmün Yargıtay’ca incelenmesi istenilmekle, temyiz isteğinin kanuni
süresinde olduğu anlaşıldı. Tetkik raporu ve dosyadaki belgeler
okundu.
Gereği görüşüldü;
Kadastro sırasında temyiz konusu 101 ada 20 parsel sayılı 4254 m2 ve
114 ada 6 parsel sayılı 2693 m2 yüzölçümündeki taşınmazlar ayrı
vergi
kayıtlarına, satın almaya ve miras yoluyla geçen kazandırıcı
zamanaşımı
zilyetliğine dayanılarak Ahmet mirasçıları Fehim ve paydaşları adına
tesbit edilmiştir. Davacı Mahmut taşınmazların davalılarla ortak
miras
bırakanları İslam’dan kaldığını, İslam tarafından davalıların miras
bırakanı Ahmet ‘e satılmadığını, davalıların ve miras bırakanları
Ahmet
’in zilyetliklerinin fer’i nitelikte olduğunu öne sürerek
taşınmazların
İslam ‘ın tüm mirasçıları adına tapuya tescili istemiyle dava
açmıştır.
Mahkemece davanın reddine, taşınmazların davalılar adına payları
oranında
tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davacı tarafından temyiz
edilmiştir.
Davalı tarafın dayandığı rehin senedinin rehin sözleşmesinde
öngörülen
sürenin bitmesinden sonra taşınmazları rehneden İslam ‘ın geri
almamış
olması nedeniyle rehnin satışa dönüştüğü davalı taraf yararına
tesbit gününde
taşınmaz edinme koşullarının gerçekleştiği gerekçe gösterilerek
hüküm
kurulmuş ise de, delillerin takdiri dosya kapsamına uygun
düşmemektedir.
Tesbite esas alınan tarafların dayandığı rehin senedinin dava konusu
taşınmazları kapsadığı, ortak miras bırakanı İslam tarafından
davalıların miras bırakanı Ahmet , 5.2.1943 tarihli noter senedi ile
rehin
edildiği, 9 yıllık rehin süresinin bitiminden sonra İslam tarafından
geriye alınmadığı dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Taşınmazlar
tapusuz
olduğuna göre İslam ‘ın rehin senedinden sonra davalı tarafa satışta
bulunması rehin senedi içeriği gereğidir. Nevarki, İslam sağlığında
taşınmazları davalı tarafa satmamıştır Rehin sözleşmesi resmi
şekilde
yapıldığına göre satışın da aynı kuvvette bir delille kanıtlanması
zorunludur. Davalı taraf satış olgusunu açıklandığı biçimde
kanıtlayamamıştır. Resmi senede karşı bilirkişi ve tanık sözlerine
değer
verilemez. Taşınmazların maliki İslam ‘ın ölüm tarihinden sonra
davalı
tarafın sürdürdüğü zilyetlik mirasçı sıfatı ile olup iktisap
sağlamaz. Bu
durumda dava konusu taşınmazların İslam ‘ın mirasçıları belirlenerek
mirasçıları adına tesciline karar verilmesi gerekir. Bu nedenlerle
davacının
temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün
BOZULMASINA-
23.9.1996 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|