|
Yargı Kararı Arama Motoru
|
|
|
|
|
||||||||||||
|
||||||||||||
1- VERGİ İHTİLAFLARIYLA İLGİLİ OLARAK VERİLEN KARARLARA KARŞI TEMYİZ İSTEMİNDE BULUNMA YETKİ VE GÖREVİ VERGİ DAİRESİ MÜDÜRLÜĞÜNE YASAYLA VERİLDİĞİNDEN, BU YETKİNİN MALİYE BAKANLIĞINCA KULLANILAMAYACAĞI, 2- KARŞILIK TEMYİZ İSTEMİNİN YASAYA UYGUN TEMYİZ BAŞVURUSU BULUNMASI HALİNDE İNCELENEBİLECEĞİ HK.< 22.7.1992 günlü ve 21292 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 169 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin A/1 bölümünün 1 inci fıkrasında yer a- lan "Tevkif yoluyla kesilen vergilerin mahsupları sonunda kalan kısmı- nın nakden veya mahsuben iade edilmesi için tevkif yoluyla kesilen verginin, vergi dairesine yatırılmış olması şarttır" şeklindeki düzen- leme ile bu düzenleme dolayısıyla davacı şirketin mahsup isteminin reddine ilişkin vergi dairesi müdürlüğünün ... günlü ve ... sayılı iş- leminin iptali istemiyle dava açılmıştır. Davayı inceleyen Danıştay Dördüncü Dairesi, 27.2.1998 günlü ve E:1997/1083, K:1998/636 sayılı kararıyla; 193 sayılı Gelir Vergisi Ka- nununun 121 inci, 5422 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 44 üncü, 1050 sayılı Muhasebei Umumiye Kanununun 70 inci ve 139 uncu maddelerinde, gelir ve gider tahakkukuna ait evrakın şekil ve içeriklerinin ve 1050 sayılı Kanunda yer alan hesap usullerinin tayinine Maliye Bakanlığının yetkili olduğunun öngörüldüğü, 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 11 inci maddesine dayanılarak yürürlüğe konulan Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinde, fazla ve yersiz tahsil edilen vergilerin ilgililere geri verilmesinde istenecek belgelere ilişkin esasların açıklandığı, bu nedenle davacı şirketin Maliye Bakanlığının konuya ilişkin düzenleme yapma yetkisi bulunmadığı yönündeki iddiasına itibar edilemeyeceği, zira Bakanlığın genel anlamda bir düzenleme yapma yetkisinin söz konusu olduğu, Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 52 nci maddesindeki düzenlemenin, da- vaya konu Genel Tebliğin A/1 bölümünün 1 inci fıkrasında yer alan ifa- deyle tekrarlandığı ve açıklandığı, dolayısıyla, 169 sayılı Genel Teb- liğde Kanunda öngörülmeyen bazı ek yükümlülükler getirildiğinden söz edilemeyeceği, davacı şirketin ... tarihinde verdiği kurumlar vergisi beyannamesinde bildirilen ve yıl içinde elde edilen serbest meslek ö- demelerinden yapılan kesintiler nedeniyle doğan kurumlar vergisi ala- cağının, 1995 yılı geçici vergi ve 1995 Mayıs ayı gelir (stopaj) ver- gisi borcuna mahsubu istemiyle yaptığı başvuruyu reddeden vergi daire- si müdürlüğü işleminin de dava konusu edildiği, kurumun 1994 yılı ku- rumlar vergisi beyannamesini verirken serbest meslek ödemelerinden ke- sinti yapan müşterilerinin listesini ve bu kapsamda müşterilerinin bağlı oldukları vergi daireleri, hesap numaraları ve kesinti miktarla- rını bildirdiği, nitekim, konuya ilişkin olarak hem Devlet Harcama Belgeleri Yönetmeliğinde, hem de 169 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebli- ğinde ücret ve serbest meslek ödemelerine ilişkin ret ve iadelerde ta- hakkukun yeterli bulunduğu, vergi sorumlularının vergiyi ödediklerine dair belge aranmadığı, bu durumda, davacı şirketin kurumlar vergisi beyannamesine eklediği bilgilerin ret ve iadesi istenen vergilerin ta- hakkukunu belgelemeye yeterli olduğu ve vergi dairesinin bu bilgilerle tahakkuk işlemine her zaman ulaşabileceği açık olduğundan, davacıdan mükerrer vergi alınması sonucunu doğurabilecek şekilde mahsup istemi- nin reddi yolundaki vergi dairesi müdürlüğü işleminin hukuka aykırı bulunduğu, 169 sayılı Genel Tebliğin dava konusu kısmının iptali iste- minin reddine, mahsup isteminin reddi yolundaki vergi dairesi müdürlü- ğü işleminin iptaline karar vermiştir. Karar Maliye Bakanlığı tarafından, 169 sayılı Genel Tebliğ uya- rınca kurulan vergi idaresi işleminin hukuka uygun olduğu ileri sürü- lerek temyiz edilmiştir. Davacı kurum kararı süresinde temyiz etmemek- le birlikte Maliye Bakanlığının temyiz dilekçesinin tebliği üzerine verdiği dilekçede Genel Tebliğin yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek karşılık temyiz isteminde bulunmuştur. 22.7.1992 günlü ve 21292 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 169 sayılı Gelir Vergisi Genel Tebliğinin A/1 bölümünün 1 inci fıkrasında yer alan "Tevkif yoluyla kesilen vergilerin mahsupları sonunda kalan kısmının nakden veya mahsuben iade edilmesi için tevkif yoluyla kesi- len verginin, vergi dairesine yatırılmış olması şarttır" şeklindeki düzenleme ile bu düzenleme uyarınca davacı şirketin mahsup isteminin reddi yönündeki vergi dairesi müdürlüğünün 23.10.1995 günlü ve 20945 sayılı işleminin iptali istemiyle açılan davayı Genel Tebliğe yönelik istem yönünden reddeden, vergi dairesi müdürlüğü işlemini ise iptal e- den Danıştay Dördüncü Daire kararı, Maliye Bakanlığı ve yükümlü tara- fından temyiz edilmiştir. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 46 ncı maddesinde, Danıştay dava daireleri ile idare ve vergi mahkemelerinin nihai karar- larının Danıştayda temyiz edilebileceği, temyiz süresinin kararın teb- liğ tarihinden başlayarak otuz gün olduğu belirtilmiş, 48 inci madde- sinin 3 üncü fıkrasında, temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğ edi- leceği, karşı tarafın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebileceği, cevap veren, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabileceği, bu tak- dirde bu dilekçelerin temyiz dilekçesi yerine geçeceği öngörülmüştür. 178 sayılı Maliye Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin, 543 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 15 inci maddesiyle değişik Ek 14 üncü Maddesinde, vergi dairelerinin, vergi kanunları ve özel kanunlar ile bu kanunlara dayanılarak Bakan- lıkça belli edilen kamu gelirleriyle ilgili mükellefi tespit, tarh, tahakkuk, tecil, tahsil, terkin, ödeme, iade ve muhasebe işlemlerini; bu işlemlere ilişkin olarak vergi dairesi veya mükeleflerce yaratılan ihtilaflarla ilgili yargı mercii nezdinde Hazineyi temsilen dilek ve savunmalarda bulunulması, gerektiğinde temyiz ve tashihi karar tale- binde bulunulması ve yargı kararlarının uygulanması işlemlerini yürüt- mekle görevli olduğu öngörülmüştür. Bu maddeye dayanılarak ... günlü ve ... sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Vergi Daireleri Kuruluş ve Gö- rev Yönetmeliğinin, Vergi Dairelerinin İştigal Konuları başlıklı 5 in- ci maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir. Vergi dairesi müdürlüklerince veya mükelleflerce tarh, tahak- kuk, tecil ve benzeri işlemlere ilişkin olarak açılan davalarda Hazi- neyi temsilen temyiz ve karar düzeltme yoluna başvurma yetkisi vergi dairesi müdürlüklerine aittir. Dosyanın incelenmesinden, genel düzenleyici işlem ile birlikte bireysel işlemin iptali istemiyle vergi dairesi taraf gösterilerek vergi mahkemesi nezdinde açılan davanın görev yönünden reddi ile dos- yanın Danıştaya gönderilmesi yolundaki mahkeme kararı üzerine, dosya- nın Danıştay Dördüncü Dairesi kayıtlarına alındığı, anılan Dairenin Maliye Bakanlığını da hasım olarak tespit edip dosyayı tekemmül et- tirdiği ve karar verdiği ve bu kararın davacıya, Maliye Bakanlığına ve işlemi yapan Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürlüğüne ayrı ayrı tebliğ e- dildiği anlaşılmaktadır. Bu davada Maliye Bakanlığı yalnızca, Genel Tebliğin iptali istemi yönünden hasım durumundadır. Bireysel işlem yö- nünden hasım ise vergi dairesi müdürlüğüdür. Temyize konu kararın, Bakanlığı ilgilendiren hüküm fıkrası, is- temin reddi yolunda olduğundan, Bakanlığın bu hüküm fıkrasını temyiz etmesinde menfaati bulunmamaktadır. Nitekim Maliye Bakanlığının temyiz dilekçesi, vergi dairesi müdürlüğü işleminin iptali yolundaki hükme yönelik olarak düzenlenmiştir. 178 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 14 üncü maddesi karşısında söz konusu hüküm fıkrasına karşı ancak, vergi dairesi müdürlüğü tarafından temyiz isteminde bulunulabilir. Yükümlü kurum temyize konu kararın tebliğini izleyen 30 gün i- çinde temyiz yoluna başvurmamakla birlikte, Maliye Bakanlığının temyiz dilekçesinin tebliği üzerine 2577 sayılı Yasanın 48 inci maddesinin 3 üncü fıkrası uyarınca verdiği dilekçeyle karşılık temyiz istemiştir. Karşılık temyiz isteminin incelenebilmesi için ilk temyiz isteminin u- sulüne uygun yapılmış olması ve incelenebilir nitelik taşıması gere- kir. Olayda, Maliye Bakanlığı kararı, tarafı olmadığı bir yönden temyiz ettiği ve bu istemin incelenmesine olanak bulunmadığından yü- kümlünün karşılık temyiz isteminin de incelenmesi mümkün değildir. Bu nedenlerle tarafların temyiz istemlerinin incelenmeksizin reddine, karar verildi. X - K A R Ş I O Y 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 48. maddesi 3. fık- rasında; Temyiz dilekçelerinin, ilgisine göre kararı veren mahkemeye, Danıştaya veya 4. maddede belirtilen mercilere verileceği ve kararı veren mahkeme veya Danıştayca karşı tarafa tebliğ edileceği, karşı ta- rafın tebliğ tarihini izleyen otuz gün içinde cevap verebileceği, ce- vap verenin, kararı süresinde temyiz etmemiş olsa bile düzenleyeceği dilekçesinde, temyiz isteminde bulunabileceği, bu takdirde bu dilekçe- nin temyiz dilekçesi yerine geçeceği hükmüne yer verilmiştir. İncelenen olayda da kararı veren daire olan Danıştay Dördüncü Dairesinin 27.2.1998 gün ve E:1997/1083, K:1998/636 sayılı kararı Ma- liye Bakanlığı tarafından temyiz edilmiş, bu isteme ilişkin dilekçe A- dıgeçen Dairece karşı taraf olan davacıya tebliğ edilmiş, karşı taraf da yukarıda değinilen kanun hükmü uyarınca ve otuz gün içinde verdiği dilekçesi ile temyiz isteminde bulunmuş, bu dilekçe temyiz dilekçesi olarak işlem görmüş ve temyiz istemi kurulumuzun önüne gelmiştir. Ne varki, uyuşmazlık konusu olayda 169 seri sayılı Gelir Vergi- si Genel Tebliğinin A/1 bölümünün 1. fıkrasında yer alan ve "Tevkif yoluyla kesilen vergilerin mahsupları sonunda kalan kısmının nakden veya mahsuben iade edilmesi için tevkif yoluyla kesilen verginin, ver- gi dairesine yatırılmış olması şarttır." biçiminde yapılmış olan dü- zenleme ile birlikte davacı kurumun mahsup isteminin reddi yolundaki vergi dairesi müdürlüğü işleminin iptalinin de istenmiş olması nede- niyle dava dosyası vergi dairesi müdürlüğü ve Maliye Bakanlığının hu- sumeti esas alınarak tekemmül ettirilmiş ve Dördüncü Daire tarafından da tebliğ hükmüne yönelik iptal isteminin reddi, vergi dairesi müdür- lüğü işlemine yönelik iptal isteminin ise kabulü ile işlemin iptali şeklinde karara bağlanmıştır. Vergi dairesi müdürlüğü, işlemin Dördüncü Dairece iptal edilmiş olmasına rağmen temyiz yoluna başvurmamış, aksine yayınladığı tebliğ hükmüne yönelik iptal istemi Dördüncü Dairece reddedilmiş olan Maliye Bakanlığı ise temyiz yoluna başvurmuştur. Maliye Bakanlığının ileri sürdüğü temyiz iddialarının Dördüncü Daire kararının münhasıran vergi dairesi müdürlüğü işleminin iptaline ilişkin hüküm fıkrasına yönelik bulunması karşısında, Maliye Bakanlı- ğının, tebliğ hükmüne yönelik iptal isteminin reddedilmiş olması nede- niyle temyiz yoluna başvurmasında menfaati bulunmadığından bahisle temyiz isteminin incelenmeksizin reddine karar verilmesine, bu duruma dayanılarak da davacı temyiz isteminin keza incelenmeksizin reddine karar verilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Zira Maliye Bakanlı- ğı iptal edilen vergi dairesi müdürlüğü işlemine karşı muvafakat vere- rek vergi dairesi müdürlüğünü temyiz yoluna başvurmaya yöneltmeyi dü- şünmemiş ve yetkiyi bizzat kullanmıştır. Durum böyle olunca gerek Maliye Bakanlığı temyiz isteminin ge- rekse davacının temyiz isteminin esasının incelenmesi gerektiği görüşü ile karara katılmıyoruz. (MT/ES) |
Bu site telif yasaları kapsamında koruma altındadır.
Site içeriğinin ticari amaçla kopyalanması ve kullanılması yasaktır.
Copyright 2010 BETA