Anayasa Mahkemesi, 61’inci kuruluÅŸ yıl dönümünü kutluyor. Etkinlikler kapsamında Mahkeme BaÅŸkanı Zühtü Arslan ve beraberindeki heyet, Anıtkabir’i ziyaret etti. Arslan, baÅŸkanvekilleri ve üyelerle birlikte Aslanlı Yol’da yürüyerek Anıtkabir’e geldi.
Mozoleye çelenk koyarak saygı duruşunda bulunan Arslan ve beraberindekiler, daha sonra hatıra fotoğrafı çektirdi.
Anayasa Mahkemesi’ndeki tören de ise Anayasa Mahkemesi BaÅŸkanı Zühtü Arslan önemli mesajlar verdi. Anayasa Mahkemesi’ndeki törene CumhurbaÅŸkanı Recep Tayyip ErdoÄŸan, Millet İttifakı CumhurbaÅŸkanı adayı Kemal KılıçdaroÄŸlu, AK Parti Genel BaÅŸkanı Vekili Binali Yıldırım, yüksek yargı organ baÅŸkanları katıldı.
“Farklılıklarımızla bir arada yaÅŸamanın iklimini hep birlikte oluÅŸturmak zorundayız” diyen Arslan, laiklik vurgusu da yaptı.
Arslan şunları söyledi:
“- 2010 anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸiyle hukuk sistemimize giren bireysel baÅŸvuru, insan haklarına dayalı hukuk devletinin daha etkili ÅŸekilde hayata geçirilmesine hizmet etmektedir. Bu kapsamda bireysel baÅŸvurunun on yılı aÅŸan uygulaması, Cumhuriyetin niteliklerinin hak eksenli bir yaklaşımla yorumlanmasına çok önemli kakılar yapmıştır.
– Bu katkının en bariz örneÄŸini laiklik ilkesinin yorumunda bulabiliriz. Anayasa Mahkemesi kararlarında bu ilkenin hâkim olduÄŸu bir hukuk düzeninde dinî tercihler ve bunların ÅŸekillendirdiÄŸi yaÅŸam tarzının devletin müdahalesi dışında, ancak koruması altında olduÄŸu belirtilmektedir.
– Mahkememiz, hak eksenli laiklik yorumuyla, bir yandan avukatın başörtülü olduÄŸu için duruÅŸma salonundan çıkartılmasını, diÄŸer yandan da gayrimüslim bir azınlık cemaatinin dinî liderinin seçimine devlet tarafından müdahale edilmesini din özgürlüğünün ihlali olarak görmüştür.
– Öte yandan Anayasa Mahkemesi sıklıkla demokratik hukuk devleti terkibini kullanarak günümüzün geçerli demokrasi anlayışı olan anayasal demokrasiye vurgu yapmaktadır. Anayasa’nın BaÅŸlangıç kısmında egemenliÄŸin kayıtsız ÅŸartsız Türk Milletine ait olduÄŸu, ancak egemenliÄŸi millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kiÅŸi veya kuruluÅŸun hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiÅŸ hukuk düzeninin dışına çıkamayacağı belirtilmiÅŸtir.
– KuÅŸkusuz hürriyetçi demokrasinin gereklerinden biri ve belki de en önemlisi temel hak ve hürriyetlerin güvence altına alınmasıdır. ‘Demokratik anayasanın temeli özgürlüktür’ sözüyle Aristoteles bundan yaklaşık 2.500 yıl önce demokratik rejimlerin yönünü belirlemiÅŸtir.
– BilindiÄŸi üzere, demokratik anayasalar esas olarak özgürlükleri korumak amacıyla, egemenliÄŸi kullanan güçlerin ayrılmasına ve sınırlandırılmasına yönelik anayasal ilke ve kurallara yer vermiÅŸlerdir. Nitekim Anayasa Mahkemesi kararlarında vurgulandığı gibi, Anayasa’da yer verilen kuvvetler ayrılığı ilkesinin gayesi yetki aşımlarının ortaya çıkmasını ve temel hakların ihlal edilmesini engellemektir.
Namık Kemal’in sözleri
MeÅŸrutiyet Döneminde bu hükmün uygulamasını bizzat yaÅŸayarak gören kiÅŸilerden biri Namık Kemal’dir. Ünlü ÅŸair, yazılarında devletin devamının ve halkın bahtiyar olmasının yolunun adaletten geçtiÄŸini ifade eder. ÖrneÄŸin bir ÅŸiirinde şöyle der: ‘Bulunmazsa adalet milletin efrâdı beyninde, Geçer bir gün zemîne arÅŸa çıksa pâye-i devlet.’ Kısacası, adaletin olmadığı yerde devletin payesi veya gücü arÅŸa çıksa bile bir gün yerle bir olur.
Namık Kemal adaletin saÄŸlanmasının birinci ÅŸartının yargı bağımsızlığı ve hâkim teminatı olduÄŸunu belirtmiÅŸ, ancak adaletin aslında söylem deÄŸil bir eylem meselesi olduÄŸunu tutuklu yargılandığı bir davada tecrübe etmiÅŸtir. Bunu ona öğretecek olan da, birkaç yıl önce yazdığı mektupta kendisinden ‘nebbâş’ yani ‘mezar soyguncusu’ diye bahsettiÄŸi İstinaf Mahkemesi BaÅŸkanı Abdüllatif Suphi PaÅŸa’dan baÅŸkası deÄŸildir.
Bahar bolluÄŸu da ucuzluk getirmeyecek
DuruÅŸma yoÄŸun bir ilgi altında gerçekleÅŸmiÅŸtir. Yapılan telkinlerin de etkisiyle, baÅŸta Namık Kemal olmak üzere hemen herkes mahkûmiyet kararı beklemektedir. Ancak, beklenenin tersine, Namık Kemal’i hürriyetine kavuÅŸturan bir karar verilmiÅŸtir. Kızı bu kararı verirken korkup korkmadığını sorduÄŸunda, Mahkeme BaÅŸkanı Suphi PaÅŸa tüm zamanların hâkimlerine unutulmaz bir ders niteliÄŸinde olan ÅŸu cevabı vermiÅŸtir: ‘Yarın Hünkârın da, benim de huzuruna çıkacağımız bir hâkim vardır ki, yalnız ondan korkarım!'”