İki kızları olan çift, evliliklerini mal ayrılığı üzerine kurmuşlardı. Bu, pratikte iki tarafın da kazandıkları her şeyin yalnızca kendilerine ait olduğu anlamına geliyordu. Erkek buna dayanarak kadının, yıllarca süren ortak yaşam sırasında elde ettiği servetin bir kuruşuna bile el süremeyeceğini savunuyordu.
Mahkeme kararında, kadının evlendiğinden beri kendisini “esasen evde çalışmaya adadığı, bunun da eve, aileye ve içerdiği her şeye bakmak anlamına geldiğine” hükmetti.
Mahkeme hukuki belgelerde Haziran 1995 ile Aralık 2020 arasındaki geçen sürede kadının olması gereken yıllık kazancının dökümünü yaptı. Ayrıca eski kocaya, biri reşit olmayan, diğeri 18 yaşından büyük kızları için aylık çocuk bakım parası ödemesi emredildi.
Cadena Ser radyosuna adını vermeksizin konuşan kadın, kocasının sahibi olduğu spor salonlarında “halkla ilişkiler” ve gözlemcilik yapmasına izin vermesine karşın, ev dışında “çalışmasını istemediğini” söyledi.
Kadın bunların dışında, “kendimi sadece ev işlerine adadım, kocama ve eve baktım” dedi.
Kocasının kendisini “özellikle ev işleri yapma rolünü üstlenmeye sevk ettiğini” anlatan kadın “gerçekten elimden başka hiçbir şey gelmez olmuştu” dedi.
Kadın hükmün kendisini “çok mutlu” ettiğini çünkü bunu “tamamen hak etmiş [olduğuna] inandığını” söyledi.