Ceza Genel Kurulu 2006/4.MD-164 E., 2006/201 K.
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK
YARGI KARARLARINI UYGULAMAMAK
2709 S. 1982 ANAYASASI [ Madde 138 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 257 ]
2577 S. İDARİ YARGILAMA USULÜ KANUNU [ Madde 28 ]
“ÖZET”
BAŞKA YERE ATANAN KATILANIN YARGI KARARI
GEREĞİ GÖREVE BAŞLATILMASININ HEMEN ARDINDAN, GÖREVE İADESİNİN MESAİ
ARKADAŞLARI ARASINDA TEDİRGİNLİK VE HUZURSUZLUK DOĞURACAĞI, İŞE
YÖNELİK İSTEKSİZLİĞE NEDEN OLACAĞI GİBİ GEREKÇELERLE BU KEZ BAŞKA
BİR İLÇEDE GÖREVLENDİRİLMESİ, YARGI KARARININ ETKİSİZLEŞTİRİLMESİNE
YÖNELİK, KEYFİ BİR UYGULAMA NİTELİĞİNDEDİR.
“İçtihat Metni”
Sanık....’in görevde keyfi işlemde
bulunma suçundan 765 sayılı TCY’nin 228/1, 35, 59/2 ve 647 sayılı
Yasa’nın 4, 5 ve 6. maddeleri uyarınca, sonuç olarak 1.650 YTL adli
para cezası ile cezalandırılmasına, 5 ay süreyle kamu hizmetlerinden
yasaklanmasına, adli para cezasının taksitlendirilmesine ve
cezalarının ertelenmesine ilişkin Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesinden
verilen 16.03.2006 gün ve 43-9 sayılı hükmün sanık müdafii
tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının
“hükmün onanması” görüşünü içeren 26.05.2006 gün ve 14 sayılı
tebliğnamesiyle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza
Genel Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
Ceza Yasası uygulamasında memur sayılan sanığın, idari yargı kararı
ile önceki görevine iade edilen katılanı, göreve başlattıktan birkaç
gün sonra bu kez geçici olarak başka bir ilçede görevlendirdiği,
böylece memuriyetine ilişkin görevini kötüye kullanmak suretiyle
keyfi işlemde bulunduğu kabul edilerek cezalandırılmasına ilişkin
hüküm, sanık müdafii tarafından atılı suçun maddi ve manevi öğeleri
itibarıyla oluşmadığı belirtilerek temyiz edilmiştir.
İncelenen olayda;
K... E... İlçe Milli Eğitim Müdürü olan katılan geçirdiği bir
soruşturma nedeniyle 13.05.2002 günlü Bakanlık Olur’u ile Sivas İl
emrine öğretmen olarak atanmış, Konya İkinci İdare Mahkemesinin
22.05.2003 gün ve 968-693 sayılı kararı ile işlemin iptal edilmesi
üzerine Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan 25.08.2003 günlü
kararnameyle yeniden K... E... İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne
atanmıştır. Buradaki görevine 19.09.2003 tarihinde başlayan katılan,
göreve başlamasından 17 gün öncesinin tarihini taşıyan 02.09.2003
günlü Bakanlık Olur’u ile bu kez K... İlçesi S... İlçe Milli Eğitim
Müdürlüğüne atanmış ve yapılan tebligat üzerine E...’deki görevine
başladıktan üç gün sonra 22.09.2003 günü bu görevden de ayrılıp S...
İlçesindeki görevine başlamıştır.
Bilahare bu atama kararına yönelik başvurusu üzerine Konya İkinci
İdare Mahkemesince 04.11.2003 tarih ve 414 sayı ile yürütmenin
durdurulmasına karar verilmiş, Milli Eğitim Bakanlığı da anılan
yargı kararının gereği olarak 26.12.2003 günlü kararname ile
katılanın K... E... İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne atamasını
gerçekleştirmiştir.
Katılan hakkındaki bu son atama kararnamesi 05.01.2004 tarihinde
sanık K... Valisi ‘m imzası ile İl Milli Eğitim Müdürlüğüne havale
edilmiş ve katılan 15.01.2004 günü E...’deki görevine başlamış ise
de, aynı gün E... Kaymakamının imzasını taşıyan bir yazı ile;
katılanın mahkeme kararı ile yeniden Milli Eğitim Müdürlüğüne
geleceğinin duyulmasının İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü personeli
arasında huzursuzluğa neden olacağı, bu nedenle adı geçenin İlçede
Milli Eğitim Müdürü olarak görev yapmasının uygun olmayacağı
kanaatinin oluştuğu belirtilmiş, bu yazı katılanın göreve
başlamasından bir gün sonra 16.01.2004 tarihinde bizzat sanık Vali
tarafından İl Milli Eğitim Müdürlüğüne havale edilmiş, araya giren
iki günlük hafta tatili sonrasında İl Milli Eğitim Müdürlüğünün K...
Valiliğine hitaben yazdığı 19.01.2004 günlü yazıda “...Kaymakamlık
yazısının gereği olarak, adı geçenin, boş bulunan D... İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğünde geçici olarak görevlendirilmesi” önerisinde
bulunulması üzerine, bu görevlendirme yazısı sanık Vali tarafından
aynı gün “Olur” verilip onanmak suretiyle işleme konulmuş,
böylelikle katılan yargı kararı gereği atandığı E... İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü görevine başlatıldıktan birkaç gün sonra sanığın
idari tasarrufu ile bu görevinden uzaklaştırılmıştır.
Katılanın E... İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne atanmasına ilişkin
26.12.2003 günlü kararnamede atamanın yargı kararının gereği
olduğunun belirtilmiş bulunması; ayrıca bu kararname ile görevine
başlayan katılanın başka bir yere atanmasının uygun olacağı görüşünü
taşıyan E... Kaymakamlığının 15.01.2004 tarihli yazısında da
katılanın görevine yargı kararı ile döndüğünün ifade edilmiş olması
ve her iki yazının da bizzat sanık Vali tarafından imzalanarak
ilgili birimlere havale edilmiş olmasından dolayı, katılanla ilgili
yargı kararlarını bildiği açıktır. Öte yandan, suça konu
görevlendirme işleminin dayanağı olarak gösterilen E... Kaymakamlığı
ve K... Milli Eğitim Müdürlüğünün yazılarında, katılanın önceki
görevi sırasındaki bazı davranışları olumsuz olarak nitelendirilmiş
ve yargı kararı gereği yeniden göreve başlayacak olmasının personel
arasında tedirginlik ve huzursuzluk doğuracağı, ayrıca işe yönelik
isteksizliğe neden olacağı yolundaki duyumlardan söz edilerek soyut
bir nedene işaret edilmiş, yeni dönemdeki olumsuz bir davranışına
değinilmemiştir. Kaldı ki, bu yazının katılanın göreve başladığı gün
kaleme alınmış olması karşısında, yeni görevlendirmenin, önceki
atama işleminin yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin idari yargı
kararında dikkate alınanların dışında yeni bir nedene dayanmadığı da
açıktır. Dolayısıyla mevcut durumda, yargı kararı yerine, katılanın
mesai arkadaşlarının öngörüye dayalı duyguları ve yargı kararının
yerine getirilecek olmasının personelin olası performansına etkileri
tercih edilmiştir.
Anayasamız erklerin eşitliği ilkesiyle birlikte hukukun üstünlüğüne
bağlı Devlet anlayışını da benimsemiş, idari yargı ile, yürütmenin
işlemlerinin hukuk dışına çıkması önlenmek istenmiştir. Türkiye
Cumhuriyeti Anayasası’nın 125. maddesinin 1. fıkrası: “İdarenin her
türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.” kuralını, 138.
maddesinin son fıkrası: “Yasama ve yürütme organları ile idare,
mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare, mahkeme
kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine
getirilmesini geciktiremez.” buyurucu kuralını, 2577 sayılı İdari
Yargılama Usulü Yasası’nın 28. maddesinin 1. fıkrası ise: “Danıştay,
Bölge İdare Mahkemeleri, İdare ve Vergi Mahkemelerinin esasa ve
yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre
idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya |