Ceza Genel Kurulu 2006/10-126 E., 2006/159 K.
KARŞILIKSIZ ÇEK
“İçtihat Metni”
Karşılıksız çek keşide etmek suçundan sanığın, 4814 sayılı Yasa
ile değişik 3167 sayılı Yasanın 16/1-3 maddesi uyarınca
300.0000.0000.- TL ağır para cezası ile cezalandırılmasına, takdiren
bir sene süre ile bankalarda çek hesabı açmaktan yasaklanmasına,
yasaklama kararının bütün bankalara duyurulmak üzere TC Merkez
Bankasına bildirilmesine, 647 sayılı Yasanın 5/5. maddesi uyarınca
ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir aylık sürenin sona erdiği
veya takside bağlanıp da taksitlerden birinin süresinde ödenmemesi
nedeniyle geri kalan miktarını muaccel olduğu tarihten başlayarak
ödenmeyen para cezasına, 6183 sayılı Yasanın 51 maddesinde
gösterilen gecikme zammı oranının yarısı oranında gecikme zammı
uygulanmasına ilişkin Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen
10.04.2003 gün ve 810-395 sayılı hüküm,
Sanık tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 10. Ceza Dairesince
11.11.2003 gün ve 5893-21521 sayı ile;
”1- 08.03.2003 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 4814 sayılı
Yasa’nın geçici 2. maddesinde öngörülen 3 aylık yasal süre beklenip,
bu süre içinde çek tutarının veya karşılıksız kalan kısmının %10
tazminatı ve 3167 sayılı Yasa’nın 16/a. maddesine göre hesaplanacak
gecikme faizi ile birlikte ödeyip ödemediği ve 8. maddesine göre
düzeltme hakkını kullanarak hamilin zararını karşılayıp
karşılamadığı araştırılıp; sonucuna göre, sanığın hukuki durumunun
tayin ve takdiri yerine sözü edilen yasal süre beklenmeden ve eksik
incelemeye dayalı olarak karar verilmesi;
2- 4814 sayılı Yasa’nın geçici 1. maddesi amir hükmü uyarınca anılan
yasanın yürürlüğe girmesinden sonraki ilk duruşmaya gelmeyen
şikayetçiye sonraki oturumda hazır bulunması veya bir vekil ile
kendini temsil ettirmesi, duruşmaya gelmediği veya vekil de
göndermediği takdirde, şikayetten vazgeçmiş sayılacağı hususunda
usulüne uygun davetiye çıkarılarak, sonucuna göre karar verilmesi
gerektiğinin gözetilmemesi;” isabetsizliğinden başka yönleri
incelenmeksizin bozulmuştur.
Ankara 10. Asliye Ceza Mahkemesince 26.05.2004 gün ve 213-592 sayı
ile;
”1- 4814 sayılı Yasanın geçici 2. maddesinde yargılamanın 3 ay
durmasını gösteren hiçbir hüküm olmadığı gibi tam aksine,
yargılamanın her evresinde yasal anlamda tam ödeme yapıldığı
takdirde hangi işlemlerin yapılacağı hükme bağlanmış olup mahkememiz
bu nedenle yargılamayı sürdürmüştür.
Sanık yargılamanın her evresinde hüküm kesinleşse dahi borcu
ödediğini kanıtladığı takdirde kamu davası ya da hüküm verildiği
takdirde tertip edilen ceza ortadan kaldırılacağına göre bozma
kararına iştirak edilmemiştir.
2- 4814 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinde sadece müştekiye, yani
kamu davasında müdahil olmayan müştekiye üst üste iki duruşmaya
gelmediği takdirde davanın düşürüleceği hususunda meşruhatlı
davetiye çıkartılması hükme bağlanmış olup, müdahile davetiye
çıkartılmasını gerektirecek hiçbir hüküm mevcut değildir.
Müdahale hukuku CYUY’nın 365 vd. maddelerinde hüküm altına alınmış
olup bu gerekçe ile müdahile tebligat yapılmayarak yargılama
sürdürülmüştür.” gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
Bu hükmün de o yer C.Savcısı tarafından temyiz edilmesi üzerine
dosya, Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istekli, 22.03.2006 günlü
tebliğnamesi ile Birinci Başkanlığa gönderilmekle, Ceza Genel
Kurulunca okundu, gereği konuşulup, düşünüldü;
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın karşılıksız çek keşide etmek suçundan cezalandırılmasına
karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki
uyuşmazlıklar;
4814 sayılı Yasa’nın geçici 2. maddesinde öngörülen 3 aylık yasal
süre beklenilmeden karar verilmesinde ve aynı Yasanın geçici 1.
maddesi amir hükmü uyarınca anılan yasanın yürürlüğe girmesinden
sonraki ilk duruşmaya gelmeyen müdahil vekiline sonraki oturumda
hazır bulunması, duruşmaya gelmediği takdirde şikâyetten vazgeçmiş
sayılacağı hususunda usulüne uygun davetiye çıkarılmasına gerek
bulunup bulunmadığı,
Noktalarında toplanmaktadır.
Dosyanın incelenmesinde;
Gerek katılan gerekse vekilinin bozmadan önceki hiçbir oturuma
katılmadıkları, mahkemece de, 8.3.2003 gün ve 25042 sayılı Resmi
Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 4814 sayılı Yasanın
Geçici 1. maddesi uyarınca, katılan ve vekiline maddede öngörülen
şekilde bir tebligat yapılmadığı saptanmakla, bu yönüyle direnme
kararı isabetsiz ise de, bozmadan sonra katılan vekilinin duruşmadan
haberdar edilerek, 4814 sayılı Yasanın Geçici 1. maddesindeki
hususun, mahkemece eylemli olarak yerine getirildiği ve madde ile
amaçlanan hususun gerçekleştiği,
Diğer yönden üç aylık yasal süre beklenilmeksizin sanığın
mahkûmiyetine karar verilmesi hususu da, 4814 sayılı Yasanın Geçici
2. maddesine aykırı ise de, direnme hükmünün verildiği 26.05.2004
tarihine kadar maddede öngörüldüğü şekilde bir ödemenin
yapılmadığının saptanması karşısında, Geçici 2. maddesindeki üç
aylık bekleme süresi koşulunun da sonradan gerçekleştiği
anlaşılmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen
ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni
kanıtlara dayanmak,
d) İlk hükümde yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan
yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
e) Sonradan yürürlüğe giren yasaya ve normlarına dayanılmak
suretiyle ilk hükümde yer almayan ve dolayısıyla daire denetiminden
geçmemiş yeni bir hüküm oluşturmak,
Özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen
yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi
halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması
gerekir.
İncelenen dosyada;
Yerel Mahkemece her iki nedene direnildiği belirtilmiş ise de, bozma
nedenlerin eylemli olarak yerine getirildiği ayrıca, ilk hükümde yer
almayan açıklamalara dayanıldığı anlaşılmaktadır. Bu yeni
açıklamalar, Özel Daire denetiminden geçmemiştir. Özel Dairece
incelenmeyen bir hususun doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu
tarafından ele alınması olanaksızdır. Diğer yönden ilk hükmün Özel
Dairece; sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına karar verildiği de
göz önüne alındığından, dosyanın incelenmek üzere Özel Dairesine
gönderilmesi gerekmektedir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın saptanan eylemli uyma nedeniyle, temyiz incelemesi için
Yargıtay 10. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay
C.Başsavcılığına tevdiine, 13.06.2006 günü oybirliği ile karar
verildi. |