2. Ceza Dairesi 2006/8501 E., 2006/17323 K.
LEHE KANUN UYGULAMASINDA USUL
“İçtihat Metni”
Müessir fil suçundan sanık E…..’in, 765 sayılı TCK’nun
456/4.maddesi gereğince 489 YTL adli para cezası ile
cezalandırılmasına, ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir ay içinde
para cezasının ödenmemesi halinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının
Tahsili Hakkındaki Kanunun 51.maddesinde belirtilen gecikme zammının
yarısı oranında zam uygulanmasına dair (ORDU) 2.Sulh Ceza
Mahkemesinin 07.06.2006 tarihli ve 2005/192 esas, 2006/248 sayılı
karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 02.08.2006 gün ve
35980 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak kesinleşen
kararına ilişkin dava dosyası C.Başsavcılığının 19.09.2006 gün ve
2006/183540 sayılı ihbarnamesiyle daireye gönderilmekle okundu;
Mezkür İhbarnamede;
1-01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı TCK’nun Yürürlük
ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 9.maddesi 3.fıkrasında yer alan
“lehe olan hüküm, önceki ve sonraki kanunların ilgili bütün
hükümleri olaya uygulanarak, ortaya çıkan sonuçların birbirleriyle
karşılaştırılması suretile belirlenir.” şeklindeki düzenlemeye
nazaran, 5237 sayılı TCK’nun lehe olan hükümlerinin mahkemesince
usulüne uygun olarak mukayese edilmemesinde,
2-647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında kanun’un 01.06.2005
tarihinden sonra yürürlüğe giren 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında kanun’un 122.maddesi ile yürürlükten
kaldırılmış bulunması karşısında, 647 sayılı Kanun’un 4786 sayılı
Kanun’la değişik 5/5.maddesi uyarınca ödenmeyen para cezasına 6183
sayılı Kanun’un 51.maddesinde belirtilen gecikme zammının yarısı
oranında gecikme zammı ilavesine karar verilmesinde,
3-01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252 sayılı TCK’nun Yürürlük
ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5/2.maddesi gereğince suç tarihi
itibariyle adli para cezasının alt sınırının 450.00 YTl olduğu
gözetilmeksizin, 489 YTL olarak tayin edilmek suretiyle fazla ceza
tayininde, isabet görülmediğinden 5271 Sayılı CMK.nun 309. maddesi
uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma
talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
gereği düşünüldü:
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden (ORDU) 2.Sulh Ceza
Mahkemesinden verilip kesinleşen 07.06.2006 gün ve 2005/192 Esas,
2006/248 sayılı kararın 5271 sayılı Ceza yargılaması yasasının
309.maddesinin 4.fıkrasının (d)bendi uyarınca BOZULMASINA,
Türk Ceza Yasasının Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Yasanın
9.maddesinin üçüncü fıkrasında “lehe olan hüküm, önceki ve sonraki
yasaların ilgili bütün hükümleri olaya uygulanarak ortaya çıkan
sonuçların birbirleriyle karşılaştırılması suretiyle belirlenir.”
hükmü yer almaktadır.
Yerel Mahkemece de; kasten yaralama suçundan dolayı suç tarihinde
yürürlükte bulunan 765 sayılı TCY’nın 456/4.maddesinde öngörülen
seçimlik cezalardan adli para cezasına hükmedildiği ve verilen adli
para cezası da 647 sayılı Yasanın 6.maddesi uyarınca ertelenmiştir.
Suç tarihinden sonra ve hüküm tarihinden önce 1 Haziran 2006
tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCY’nın 86/2.maddesi uyarınca
kasten yaralama suçundan dolayı adli para cezasının takdir edilmesi
durumunda ise, bu yasanın ilgili hükümleri uyarınca, adli para
cezasının ertelenmesi olanağının da bulunmaması karşısında, Yerel
Mahkemenin, 765 sayılı TCY’nın ilgili hükümlerinden olan 647 sayılı
Yasanın 6.maddesinde düzenlenmiş olan erteleme hükmünün hükümlü
hakkında uygulamış olması nedeniyle, sanık hakkında lehe olan
hükmün, 765 sayılı Türk Ceza Yasası olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, kasten yaralama suçundan sanık E…. Ş….’in eylemine uyan
765 sayılı TCY’nın, 456/4.maddesi uyarınca mahkemenin takdiri ve
5252 sayılı Yürürlük Yasasının 5.maddesi gözetilerek 450 YTL adli
para cezası ile cezalandırılmasına, Yerel Mahkemenin değerlendirmesi
ve takdiri uyarınca, verilen cezanın 647 sayılı Yasanın 6.maddesi
uyarınca ertelenmesine,
Sanığa verilen adli para cezasının öngörülen süre içerisinde
ödenmemesi durumunda 647 sayılı Yasanın 5.maddesi uyarınca gecikme
zammı uygulanmasına ilişkin kısmın karardan çıkarılmasına, hükmün
diğer kısımlarının aynen bırakılmasına 31.10.2006 tarihinde
oybirliğiyle karar verildi. |