10. Ceza Dairesi 2007/11001 E., 2007/13415 K.
GÖREVLİ MAHKEME
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR HAKKINDA GÜVENLİK TEDBİRİ
“ÖZET”
ÖZET: ÇOCUK MAHKEMESİ BULUNMAYAN YERLERDE
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR HAKKINDA, ATILI SUÇTAN AÇILAN DAVALARA
BAKMAKLA GÖREVLİ OLAN AĞIR CEZA MAHKEMESİNİN ÇOCUK MAHKEMESİ
SIFATIYLA SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR İLE İLGİLİ GÜVENLİK TEDBİRİNE
HÜKMETMEYE DE GÖREVLİ OLDUĞUNUN KABULÜ GEREKİR.
“İçtihat Metni”
Uyuşturucu madde ticareti yapmak suçundan şüpheli Rıdvan hakkında
yapılan soruşturma sonucunda, oniki yaşını doldurmamış olması
nedeniyle ceza sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile 5237 sayılı
TCK’nın 31/1. maddesi uyarınca verilen, kovuşturmaya yer olmadığına
ilişkin Antalya Cumhuriyet Başsavcılığının 28.03.2007 gün ve
2007/16001 soruşturma sayılı kararından sonra, 5237 sayılı TCK’nın
31/1 ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Ka-nunu’nun 5. maddesi uyarınca
koruyucu, destekleyici tedbirlerden uygun görülenin uygulanmasının
talep edilmesi üzerine, 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun geçici
1. maddesinin 4. fıkrasına dayanılarak korunma ihtiyacı olan
çocuklarla ilgili tedbir kararlarını vermeye çocuk mahkemesinin
bulunmadığı yerlerde aile ve asliye hukuk mahkemelerinin görevli
olduğundan bahisle talebin reddine ilişkin (Antalya Üçüncü Ağır Ceza
Mahkemesi)’nin 29.03.2007 tarihli ve 2007/319 değişik iş sayılı
kararına yönelik itirazın reddine ilişkin (Antalya Birinci Ağır Ceza
Mahkemesi)’nin 11.04.2007 gün ve 2007/404 müteferrik sayılı kararı
aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı’nın Ceza İşleri Genel Müdürlüğü
ifadeli 29.05.2007 gün ve 28015 sayılı kanun yararına bozma talebi
üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 05.07.2007 gün ve
2007/119479 sayılı tebliğnamesi ile dosya Dairemize gönderilmekle
incelenip, gereği görüşülüp düşünüldü:
Kanun yararına bozma talebi ve tebliğnamede, “Tüm dosya kapsamına
göre; 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 3. maddesinde “korunma
ihtiyacı olan çocuk” ve “suça sürüklenen çocuk” kavramlarının ayrı
ayrı tanımlarının yapıldığı, aynı Kanun’un geçici 1. maddesinin 4.
fıkrasında korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında tedbir
kararlarını almaya yetkili mahkemenin aile ve asliye hukuk mahkemesi
olduğunun belirtildiği bu maddede suça sürüklenen çocuklar hakkında
bir düzenleme bulunmadığı, suça sürüklenen çocuklar hakkında
uygulanacak güvenlik tedbirlerini uygulama görevinin, aynı Kanun’un
2. maddesi delaletiyle 3. maddesinde belirtilen “Mahkeme: Çocuk
mahkemeleri ile çocuk ağır ceza mahkemelerini” ifade eder
düzenlemesi uyarınca çocuk mahkemesi bulunmayan yerde koruyucu ve
destekleyici tedbirlere karar verme görev ve yetkisinin ağır ceza
mahkemesine ait olduğu gözetilmeden, itirazın kabulü yerine yazılı
şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilerek,
Antalya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi’nin anılan kararının bozulması
istenmiştir.
Suça sürüklenen çocuğun nüfus kaydının dosyada yer almaması ve dosya
kapsamında bulunan nüfus cüzdanı fotokopisinde de T.C. kimlik
numarasının yazılı olmaması karşısında, nüfus kaydının getirtilerek
yaşının belirlenmesinin, mahallinde yapılması olanaklı görülmüştür.
Somut olayda uyuşmazlık, oniki yaşını doldurmamış olması nedeniyle
ceza sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesi ile kovuşturulmasına yer
olmadığına karar verilen çocuk hakkında, 5237 sayılı TCK’nın 31/1 ve
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 5. maddeleri uyarınca verilmesi
gereken, çocuklara özgü güvenlik tedbirlerine karar vermek
yetkisinin, hangi mahkemenin görev alanı içerisinde bulunduğuna
ilişkindir.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 7/1. maddesi uyarınca, çocuklar
hakkında koruyucu ve destekleyici tedbir kararı çocuk hakimi
tarafından verilir.
Aynı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasının © bendi uyarınca “Çocuk
hakimi: Hakkında kovuşturma başlatılmış olanlar hariç, suça
sürüklenen çocuklarla korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında
uygulanacak tedbir kararlarını veren çocuk mahkemesi hakimini” ifade
eder.
Aynı maddenin 1. fıkrasının (a-2) bendi uyarınca “Suça sürüklenen
çocuk: Kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği iddiası
ile hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılan ya da işlediği
fiilden dolayı hakkında güvenlik tedbiri uygulanan çocuktur.” Bu
durumda, somut olayda, yazılı şekilde kovuşturulmasına yer
olmadığına karar verilen Rıdvan, hakkında bir soruşturma yapılmış
olması nedeni ile “suça sürüklenen çocuk” durumundadır.
5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun geçici 1. maddesinin 4.
fıkrasında, çocuk mahkemesi bulunmayan yerlerde, bu mahkeme kurulup
göreve başlayıncaya kadar korunma ihtiyacı olan çocuklar hakkında
tedbir kararlarının, görevli aile ve asliye hukuk mahkemelerince
alınacağı belirtilmiş, suça sürüklenen çocuklardan bahsedilmemiştir.
Ancak, aynı Kanun’un “mahkemelerin görevi” konu başlıklı, 26.
maddesinin 1-3. fıkralarında belirtilen, “Çocuk mahkemesi, asliye
ceza mahkemesi ile sulh ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlar
bakımından, suça sürüklenen çocuklar hakkında açılacak davalara
bakar. / Çocuk ağır ceza mahkemesi, çocuklar tarafından işlenen ve
ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili davalara
bakar. / Mahkemeler ve çocuk hakimi, bu kanunda ve diğer kanunlarda
yer alan tedbirleri almakla görevlidir.” hükümleri ile geçici 1.
maddesinin 3. fıkrasında öngörülen, “Çocuk mahkemeleri ile çocuk
ağır ceza mahkemeleri bulunmayan yerlerde, bu mahkemeler kurulup
göreve başlayıncaya kadar çocuklar hakkında işlenen suçlara ait
soruşturma ve kovuşturmaların Cumhuriyet Başsavcılığı ve görevli
mahkemelerce bu Kanun hükümlerine göre yapılır” hükmü birlikte
gözönünde bulundurulduğunda, Antalya ilinde Çocuk Mahkemesi
bulunmadığından, suç tarihi itibariyle suça sürüklenen çocuklar
hakkında atılı suçtan açılan davalara bakmakla görevli olan Ağır
Ceza Mahkemesinin Çocuk Mahkemesi sıfatıyla, suça sürüklenen
çocuklar hakkında söz konusu tedbirlere hükmetmeye de görevli
olduğunu kabul etmek gerekmektedir.
Bu nedenle, kanun yararına bozma talebi, yerinde görüldüğünden;
Antalya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi’nin 11.04.2007 gün ve 2007/404
müteferrik sayılı kararının 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi
uyarınca (BOZULMASINA); aynı Kanun’un 309/4-a maddesi uyarınca,
dosyanın müteakip işlemlerin yapılması için anılan Mahkeme
Başkanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı
makamına tevdiine, 19.11.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. |