11. Ceza Dairesi 2010/7788 E., 2010/11083 K.
NİTELİKLİ DOLANDIRICILIK
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 244 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 245 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 158 ]
5464 S. BANKA KARTLARI VE KREDİ KARTLARI KANUNU [ Madde 3 ]
“İçtihat Metni”
I-Sanığın, mağdur S... K... ile,
adı geçen mağdurun yeğeni olan S... A...’ın e-mail bilgilerini
kullanarak elektronik posta yolu ile iletişim kurmak suretiyle
kendisini S... A... gibi tanıtıp, arkadaşından para geleceğini ancak
hesabında problem olduğunu, bu nedenle kendisine ait banka hesap
bilgilerini göndermesini istemesi üzerine adı geçen mağdurun banka
hesap bilgilerini gönderdiği, bu hesapta para olmadığını öğrenen
sanığın aynı yolla adı geçen mağdurun kredi kartı bilgilerini
aldığı, ancak kredi kartı borcu ödenmediğinden kartın kullanıma
kapalı olması nedeniyle bu hesaptan da para çekemediğinin anlaşılmış
olması ve 5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 3/e
maddesi uyarınca, “
“kredi kartının, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı
veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı
bulunmayan kart numarasını”
” ifade etmesi karşısında, sanığın sonraki eyleminin, TCK.nun 245/1.
maddesinde öngörülen “
“banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılmasına teşebbüs”
”, ilk eyleminin ise, TCK.nun 158/1-f maddesinde öngörülen “
“bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle
dolandırıcılığa teşebbüs”
” suçlarını oluşturacağı ve bu suçların birbirlerinden ayrı ve
bağımsız suçlar olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde tek mahkûmiyet
hükmü kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni
yapılmamıştır.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanığa yüklenen,
mağdurlar İ... D... ve S... A...’a yönelik “
“bilişim”
” ile mağdurlar A... M... ve S... K...’a yönelik “
“nitelikli dolandırıcılık”
” suçlarının sübutları, kabul, oluş, soruşturma ve kovuşturma
sonuçlarına uygun şekilde vasıfları tayin, cezaları azaltıcı
sebeplerin nitelik ve dereceleri takdir kılınmış, savunması
inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosya içeriğine
göre mahkemenin kabulünde eleştiri dışında bir isabetsizlik
görülmemiş olduğundan, sanık müdafiinin eylemlerin bir bütün halinde
TCK.nun 244/4. maddesinde öngörülen suçu oluşturduğuna ilişen ve
yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle anılan suçlardan
kurulan hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II-Sanık müdafiinin, mağdur S... A...’a karşı “
“nitelikli dolandırıcılık”
” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının
incelenmesinde:
Dolandırıcılık suçunun oluşması için haksız bir çıkar sağlanması,
suçun teşebbüs halinde kaldığının kabulü için de, hazırlık
hareketlerinin sona erip haksız çıkar elde edilmesine yönelik icra
hareketlerine başlanılması gerektiğinden, Sanığın, mağdur S... A...
ile, adı geçen mağdurun arkadaşı olan İ... D...’in e-mail
bilgilerini kullanarak elektronik posta yolu ile iletişim kurmak
suretiyle kendisini İ... D... gibi tanıtıp, hastası olduğu ve bu
nedenle paraya ihtiyacı olduğundan bahisle banka hesap numaraları ve
şifrelerini göndermesini istediği, mağdurun şüphelenip seni
arayacağım diyerek internet kanalıyla görüşmeyi bırakıp arkadaşı
İdil’i arayarak gerçeği öğrendiği somut olayda, banka hesap
numarasının istenmesi ve öğrenilmesi hazırlık hareketi olup, hesap
numarasının öğrenilmesinden sonra bu numaranın kullanılarak çıkar
sağlanmaya yönelik icra hareketlerinin başlaması gerektiği ve
sanığın bu bilgileri öğrense bile her zaman dolandırıcılık suçunun
icra hareketlerine başlanmaktan vazgeçmesinin mümkün bulunduğu, bu
nedenle olayda dolandırıcılık suçuna kalkışmaktan söz edilemeyeceği,
hazırlık hareketinin kişisel verileri elde etmek suçunu oluşturup
oluşturmayacağı, bu konuda dava bulunup bulunmadığı tartışılarak
sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdirinin gerektiği
gözetilmeden yazılı şekilde hüküm hüküm kurulması,
III-Sanık müdafiinin, mağdur A... O...’a karşı “
“nitelikli dolandırıcılık”
” suçundan kurulan mahkûmiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarına
gelince:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere,
mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde
oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık
müdafiinin eylemlerin bir bütün halinde TCK.nun 244/4. maddesinde
öngörülen suçu oluşturduğuna ilişen ve yerinde görülmeyen sair
temyiz itirazlarının reddine; ancak:
5464 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununun 3/e maddesi
uyarınca, “
“kredi kartının, nakit kullanımı gerekmeksizin mal ve hizmet alımı
veya nakit çekme olanağı sağlayan basılı kartı veya fiziki varlığı
bulunmayan kart numarasını”
” ifade etmesi karşısında, mağdur A... O...’a ait kredi kartı
bilgilerini haksız şekilde ele geçirerek internet üzerinden
kendisine ait banka hesabına 2.500 TL para aktaran sanığın
eyleminin, TCK.nun 245/1. maddesinde öngörülen banka veya kredi
kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı gözetilmeden ve
sanığın olayın başından itibaren pişman olduğunu savunması, adı
geçen mağdurun, şikayetçi olmadığını, banka görevlisi olan tanık
G... A... A...’ın ise, olayın öğrenilmesi ile birlikte sanığın
hesabına aktarılan paraya bankaca bloke konulduğunu ve bu paranın
banka tarafından mağdur A... O...’a ödenip sanığın hesabından mahsup
edildiğini beyan etmeleri karşısında, Bloke edilen paranın hesap
sahibinin izni veya mahkeme kararı olmaksızın yatırana veya bir
başkasına iade edilip edilemeyeceği adı geçen mağdurun zararının
giderilmesinde ve sonrasında bu zararın bankadaki hesabından mahsup
edilmesinde sanığın ne şekilde katkısı bulunduğu tespit edilip
sonucuna göre etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı
tartışılmadan eksik inceleme sonucu, eylemin bilişim sistemlerinin
araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu
oluşturduğundan bahisle yazılı şekilde mahkûmiyetine hükmolunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla
yerinde görülmüş olduğundan, anılan suçlardan kurulan hükümlerin bu
sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca
uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca
BOZULMASINA, 13.10.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. |