11. Ceza Dairesi 2010/2310 E., 2010/10513 K.
DOLANDIRICILIK
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 50 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 52 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 62 ]
5237 S. TÜRK CEZA KANUNU [ Madde 158 ]
5252 S. TÜRK CEZA KANUNUNUN YÜRÜRLÜK VE UYGULAMA ŞEKLİ ... [ Madde 5
]
5271 S. CEZA MUHAKEMESİ KANUNU [ Madde 309 ]
5275 S. CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA ... [ Madde
106 ]
5275 S. CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA ... [ Geçici
Madde 1 ]
647 S. CEZALARIN İNFAZI HAKKINDA KANUN (MÜLGA) [ Madde 5 ]
“İçtihat Metni”
Dolandırıcılık suçundan sanık S...
S...’nın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 158/1-k, 52/2, 62.
maddeleri gereğince 2 yıl 6 ay hapis ve 25.000 yeni Türk lirası adlî
para cezası ile cezalandırılmasına dair Bolu Ağır Ceza Mahkemesinin
05/07/2005 tarihli ve 2004/177 esas, 2005/190 sayılı kararının
infazı sırasında, adlî para cezasının ödenmemesi sebebiyle günlüğü
100 yeni Türk lirasından mı yoksa Mahkemece belirlenen 30 yeni Türk
lirasından mı hapse çevrileceği hususunda karar talep edilmesi
üzerine 25.000 yeni Türk lirası adlî para cezasının, 647 sayılı
Cezaların İnfazı Hakkında Kanun hükümlerine göre günlüğü 100 Türk
lirasından hapse çevrilerek infazının yapılmasına ilişkin aynı
Mahkemenin 23/01/2009 tarihli ve 2009/70 müteferrik sayılı kararına
yönelik itirazın reddine dair Düzce Ağır Ceza Mahkemesinin
24/02/2009 tarihli ve 2009/190 değişik iş sayılı kararın tüm dosya
kapsamına göre;
Benzer bir olay sebebiyle verilen Yargıtay 10. Ceza Dairesinin
14/04/2008 tarihli ve 2008/5462-6055 sayılı ilâmında da belirtildiği
üzere, 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli
Hakkında Kanun’un 5/3 ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin
İnfazı Hakkında Kanun’un geçici 1. maddelerinde öngörülen, adlî para
cezasının ödenmemesi nedeniyle hapse çevrilmesinde bir gün karşılığı
olarak 100 Türk lirasının esas alınacağına ilişkin hükmün, 5237
sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki diğer kanunlarda yer alan adlî
para cezalarının ödenmemesi durumunda geçerli olduğu, nitekim 5275
sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde, “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme
emri üzerine belli süre içinde adlî para cezasını ödemezse,
Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün
miktarınca hapsedilir.” hükmünün yer aldığı cihetle, 5237 sayılı
Kanun uyarınca verilen ya da diğer kanunlara göre verilip de, adlî
para cezasının gün karşılığı olarak miktarı belirtilen ilâmlarda,
mahkemece bir gün karşılığı olarak takdir edilen miktar ne kadar
ise, aynı miktar üzerinden ödenmeyen adlî para cezasının hapse
çevrilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine reddine
karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 Sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca, anılan kararın
bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü
27.01.2010 gün ve 2009/635/4471 sayılı kanun yararına bozmaya atfen
Yargıtay C. Başsavcılığının 15.02.2010 gün ve KYB.2010/23318 sayılı
ihbarnamesiyle daireye ihbar ve dava evrakı tevdii kılınmakla
incelenip gereği görüşüldü:
Ayrıntıları Ceza Genel Kurulunun 05.06.2007 gün ve 2007/113 esas,
2007/127 sayılı kararında da açıklandığı üzere; 01.06.2005
tarihinden önce; hürriyeti bağlayıcı cezadan paraya çevirme
işlemleri 647 sayılı Yasanın 4. maddesine göre yapılmakta, bu
şekilde hükmedilen para cezasının ödenmemesi halinde ise tekrar
hapse çevirme işlemleri 647 sayılı Yasanın 5. maddesi uyarınca
gerçekleştirilmektedir.
647 sayılı Yasanın 5. maddesinin 7. fıkrasında; “
“Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içerisinde
para cezasını ödemezse, Cumhuriyet Savcısının kararıyla bir gün
üçmilyon lira sayılmak üzere hapsedilir. Artıklar nazara alınmaz.
Ancak, üçmilyon liradan aşağı hükmolunan para cezaları bir gün hapse
çevrilir. Haklarında Türk Ceza Kanununun 54 ve 55 inci maddeleri ile
2253 sayılı Çocuk Mahkemelerinin Kuruluşu, Görev ve Yargılama
Usulleri Hakkında Kanunun 12 nci maddesi uygulanmak suretiyle hüküm
giyenlerin para cezaları kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezadan
çevrilmiş olsa bile hapse çevrilemez. Bu takdirde maddenin son
fıkrası hükümleri uygulanır.”
” Anılan maddenin 8. fıkrasında; “
“ Para cezasının hapse çevrileceği mahkeme ilamında yazılı olmasa
bile yukarıdaki hüküm Cumhuriyet Savcılığınca uygulanır.”
” Aynı maddenin 10. fıkrasında ise; “
“Hükümlü, mahpus kaldığı, her gün için yedinci, fıkra uyarınca
üçmilyon lira indirildikten sonra kalan parayı öderse hapisten
çıkarılır.”
” biçimindeki hükümler yer almakta olup, 647 sayılı Yasadaki
düzenlemeye göre; paradan çevrilen hapis cezası, mahiyeti itibarıyla
“
“tazyik hapsi”
” olup, bir başka deyişle, amacın para cezasını tekrar hapse
çevirmek değil, para cezasının tahsil edilebilmesi için hükümlüyü
zorlamak olarak ortaya çıkmakta ve bu işlemi Cumhuriyet savcısı
yapmaktadır. Hükümlünün, kalan para cezasını ödemesi halinde ise
hapisten çıkartılması gerekmektedir. Bu uygulamada, koşullu
salıverme hükümlerinin uygulanmasına bir engel bulunmamakta, bu
uygulama açısından, para cezasının; hapisten çevrilmiş para cezası
olması ile doğrudan verilmiş para cezası olması arasında hiçbir fark
bulunmamaktadır. Para cezası, hapse çevrilse de sonuçları açısından
asıl ceza, para cezası olarak kalmaktadır.
01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren yasaların oluşturduğu sistemde
ise para cezaları ile ilgili olarak önceki sistemin terk edilerek,
bu konuda yeni bir sistem oluşturulmuştur.
Ancak bu yapılırken; 5237 sayılı Yasa dışındaki yasalarda yer alan
para cezalarının tamamı sisteme uygun olarak değiştirilemediği için,
başlangıçta ikili bir ayrım yapılmak suretiyle, 5237 sayılı Yasada
düzenlenen para cezaları ve 5237 sayılı Yasa dışındaki yasalarda
düzenlenen para cezaları için farklı uygulamalar kabul edilmiştir.
5237 sayılı Yasaya göre para cezası verilmesi halinde; Yasanın 50.
veya 52. maddelerinden biri ile uygulama yapılması zorunlu
bulunmaktadır.
50. maddenin 1. fıkrasının (a) bendinde; kısa süreli hapis cezaları
yerine uygulanacak tedbirlerden bir tanesi olarak adli para cezasına
çevirme usulü düzenlenmiş olup, bu hükme göre; kısa süreli hapis
cezası “
“….suçlunun kişiliğine, sosyal ve ekonomik durumuna, yargılama
sürecinde duyduğu pişmanlığa ve suçun işlenmesindeki özelliklere
göre; adlî para cezasına..”
” çevrilebilecek; bu durumda hesaplama, 52. maddeye göre yapılacak
ve hapis cezasının her tam günü için 20 TL ile 100 TL arasında bir
miktar belirlendikten sonra, bu miktar gün sayısı ile çarpılmak
suretiyle sonuç adli para cezası tespit edilecektir.
Belirtilen şekilde tespit edilen adli para cezalarının ödenmemesi
halinde nasıl davranılması gerektiği de aynı maddenin 6. fıkrasında;
“
“Hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan
tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek yaptırımın gereklerinin
yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesi
hâlinde, hükmü veren mahkeme kısa süreli hapis cezasının tamamen
veya kısmen infazına karar verir ve bu karar derhâl infaz edilir. Bu
durumda, beşinci fıkra hükmü uygulanmaz”
” biçimindeki hüküm ile belirlenmiştir. Fıkranın son cümlesinde
uygulanmayacağı belirtilen 5. fıkra; “
“Uygulamada asıl mahkûmiyet, bu madde hükümlerine göre çevrilen adlî
para cezası veya tedbirdir.”
” şeklindeki düzenlemeyi içermektedir.
Yine; 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Kanunun 106. maddesinde, 50. madde gereğince yapılacak uygulamayı
ilgilendiren bölümler yer almakta olup, 106. maddenin 9. fıkrasında;
“
“Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi
saklı kalmak üzere, adlî para cezasından çevrilen hapsin infazı
ertelenemez ve bunun infazında koşullu salıverilme hükümleri
uygulanamaz. Hapse çevrilmiş olmasına rağmen hak yoksunlukları
bakımından esas alınacak olan adlî para cezasıdır.”
” 10. fıkraya göre ise; “
“Türk Ceza Kanununun 50 nci maddesinin birinci fıkrasının (a)
bendine göre kısa süreli hapis cezasından çevrilen adlî para
cezalarının infazında, aynı maddenin altıncı ve yedinci fıkraları
hükümleri saklıdır.”
” şeklindeki düzenlemeler mevcuttur.
50. maddedeki düzenlemenin, diğer hükümlerle birlikte
değerlendirilmesine göre;
A)Bu madde gereğince seçenek yaptırım olarak paraya çevirme işlemi,
ancak kısa süreli hapis cezası yerine yapılabilecek,
B)Paraya çevirme işlemi, 52. madde nazara alındığında; bir tam gün
karşılığı 20 TL ile 100 TL arası bir miktardan hesaplanabilecek,
C)Para cezasının tamamının veya bir kısmının tebligata rağmen
ödenmemesi halinde; 50. maddenin 6. fıkrası gereğince, hükmü veren
mahkeme tarafından hapsin kısmen veya tamamen infazına karar
verilecek,
D) 50. maddenin 6. fıkrasının son cümlesi gereğince hapsin infazına
karar verildiğinde bu kararlar derhal uygulanacak,
e) 50. madde gereğince paraya çevirme işlemi yapıldığında, 5.
fıkraya göre asıl mahkûmiyet, artık para cezası olarak kabul
edilmesi gerekecek; ancak, para cezası ödenmeyip de tekrar hapsin
infazına karar verilmesi durumunda, 5275 sayılı Yasanın 106/9.
maddesi gereğince asıl mahkûmiyet, tekrar hapis cezası olarak kabul
olunucak,
f) 50. madde gereğince hükmedilen para cezasının ödenmemesi
nedeniyle, hapsin infazına karar verilmesi halinde, artık 647 sayılı
Yasanın 5. maddesindeki gibi bir “
“tazyik hapsi”
” söz konusu olamayacak,
Bu durumda, hükümlüye yapılmış olan bir iyiliğin geri alındığı, o
iyilikten hükümlünün olumsuz davranışı nedeniyle vazgeçildiği, o
nedenle de, geri alma işleminin ardından hükümlünün “
“ben parayı ödeyeceğim”
” demesi veya parayı ödemesi, artık hapis cezasının infazını
engellemeyecek,
g) 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında
Kanunun 106/9. maddesindeki ayrık durum nedeniyle; 50. madde
uyarınca “
“hapsin infazına”
” karar verildiği durumlarda, koşullu salıverme hükümleri
uygulanabilecektir.
Getirilen yeni sisteme göre; 5237 sayılı Yasaya göre para cezası
verilebilecek ikinci durum, Yasanın 52. maddesinde yer almakta olup,
buradaki düzenleme, “
“doğrudan verilen para cezası”
”na ilişkin bulunmakta olup, 52. madde gereğince “
“gün para cezası”
” sistemine göre belirlenecek para cezalarının ne şekilde infaz
edileceği, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı
Hakkında Kanunun 106. maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Bu
şekilde hükmedilen para cezasının ödenmemesi halinde yapılacak
işlem, 647 sayılı Yasanın 5. maddesindeki işleme benzemekte, burada
da, bir “
“tazyik hapsi”
” söz konusu olmakta, para cezasının ödenmemesi halinde hapse
çevirme işlemi Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılabilmekte, para
cezasının hapse dönüştürülmesinin ardından ödeme yapılması halinde
hükümlü hapisten çıkarılmakta, ancak, 647 sayılı Yasanın 5.
maddesindeki sistemden farklı olarak, paradan hapse çevirme işlemi
yapılırken, hangi miktardan çevirme yapılacak tartışması yapılmadan,
baştaki gün hapis cezasına geri dönülmesi gerekmekte, ayrıca, bu
durumda koşullu salıverme hükümleri uygulanamamaktadır.
Sistemde, ikinci önemli husus, 5237 sayılı TCK dışındaki yasalar
uyarınca verilen para cezaları ile ilgili olup, bunların ödenmemesi
halinde ne yapılacağı konusunda yol gösteren iki ayrı yasa maddesi
bulunmaktadır. Bu hükümlerden ilki; 5252 sayılı Türk Ceza Yasasının
Yürürlük Yasasının 5. maddesinin 3. fıkrası, diğeri ise 5275 sayılı
Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun geçici 1.
maddesidir.
5252 sayılı Yürürlük Yasasının 5/3 maddesinde; “
“Ağır para cezasından dönüştürülen adlî para cezasının ödenmemesi
halinde, 13.12.2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106 ncı maddesi hükümlerine
göre hapis süresinin belirlenmesinde bir gün karşılığı olarak
yüzmilyon Türk Lirası esas alınır.”
” 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun
geçici 1. maddesinde ise; “
“26.9.2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki diğer
kanunlarda yer alan adlî para cezasının ödenmemesi hâlinde,
hükümlüler bir gün yüz Türk Lirası hesabı ile hapsedilirler.”
” biçimindeki hükümler yer almaktadır.
Her iki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde;
a) Bu tür para cezalarının infazında (ve dolayısıyla ödenmediğinde
ne yapılacağı konusunda) da, yapılan atıf gereğince 5275 sayılı Ceza
ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesinin
uygulanacağı,
b) 5237 sayılı Yasa dışındaki yasalarda öngörülen para cezaları “
“gün para cezası”
” sistemine uymadıklarından, bu durumda ödenmeyen para cezalarının
hangi miktar üzerinden hapse çevrileceği konusunun başlangıçta bir
problemi oluşturduğu, ancak; yasal düzenlemelerle bu hususun sorun
olmaktan çıkartılarak, hapse çevirme işleminin 100 TL üzeriden
yapılacağının hüküm altına alındığı sonuçlarına ulaşılmaktadır.
Ayrıca adli para cezasının infazı sırasında, mahsubun nasıl
yapılacağı 5237 sayılı TCK’nın 63. maddesinde; “
“Hüküm kesinleşmeden önce gerçekleşen ve şahsî hürriyeti sınırlama
sonucunu doğuran bütün hâller nedeniyle geçirilmiş süreler,
hükmolunan hapis cezasından indirilir. Adlî para cezasına
hükmedilmesi durumunda, bir gün yüz Türk Lirası sayılmak üzere, bu
cezadan indirim yapılır.”
” şeklinde düzenlenmiştir.
İncelenen dosya içeriğine göre; hükümlünün 01.06.2005 tarihinden
önce işlediği dolandırıcılık suçundan Bolu Ağır Ceza Mahkemesinin
05.07.2005 gün ve 2004/177 esas, 2005/190 sayılı kararı ile 5237
sayılı TCK’nın 158/1-k maddesi uyarınca 3 yıl hapis ve 1000 gün adli
para cezası ile cezalandırılmasının ardından, hükmolunan gün adli
para cezasının aynı Yasanın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü takdiren
30 TL’den hesap edilmek suretiyle 30.000 TL adli para cezası ile
mahkûmiyetine hükmolunduğu, aynı Yasanın 62. maddesi de uygulanmak
suretiyle hükümlünün sonuç olarak 2 yıl 6 ay hapis ve 25.000 TL adli
para cezası ile cezalandırıldığı,
Hükümlüye, para cezası ödeme emri çıkartılıp, ödenmemesi üzerine
Bolu Cumhuriyet Başsavcılığınca ödenmeyen adli para cezasının
günlüğü 100 TL’den hesap edilmek suretiyle 250 gün hapse
çevrilmesini müteakip, Kartal Cumhuriyet Başsavcılığının 16.01.2009
gün ve 2009/7-136 Tş sayılı yazısı ile hükümlü hakkındaki adli para
cezasının günlüğü mahkemece belirlenen 30 TL’den mi yoksa 100 TL
üzerinden mi hesap edilmek suretiyle hapse çevrileciği hususunda
tereddüt oluştuğundan bahisle bir karar verilmesinin istenmesi
nedeniyle Bolu Ağır Ceza Mahkemesinin 23.01.2009 gün ve 2009/70
müteferrik sayılı kararı ile ödenmeyen adli para cezasının hapse
çevirme işleminin 647 sayılı Yasa Hükümlerine göre günlüğü 100
TL’den hapse çevrilerek infazının yapılmasına karar verildiği, iş bu
karara vaki itirazın ise Düzce Ağır Ceza Mahkemesinin 24.02.2009 gün
ve 2009/190 değişik iş sayılı kararı ile reddedildiği, ancak anılan
karara karşı; 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama
Şekli Hakkında Kanun’un 5/3 ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik
Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun’un geçici 1. maddelerinde
öngörülen, adlî para cezasının ödenmemesi nedeniyle hapse
çevrilmesinde bir gün karşılığı olarak 100 Türk lirasının esas
alınacağına ilişkin hükmün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu dışındaki
diğer kanunlarda yer alan adlî para cezalarının ödenmemesi durumunda
geçerli olduğu, nitekim 5275 sayılı Kanun’un 106/3. maddesinde,
“Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adlî
para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen
kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedilir.” hükmünün yer aldığı
cihetle, 5237 sayılı Kanun uyarınca verilen ya da diğer kanunlara
göre verilip de, adlî para cezasının gün karşılığı olarak miktarı
belirtilen ilâmlarda, mahkemece bir gün karşılığı olarak takdir
edilen miktar ne kadar ise, aynı miktar üzerinden ödenmeyen adlî
para cezasının hapse çevrilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı
şekilde karar verilmesinde isabet bulunmadığı gerekçesiyle Adalet
Bakanlığınca kanun yararına bozma isteminde bulunulduğu
anlaşılmaktadır.
Görüldüğü üzere; 5237 sayılı Yasanın 52. maddesi uyarınca hükmolunan
doğrudan verilen para cezasının infazının, 5275 sayılı Ceza ve
Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 106. maddesine göre
yapılması gerekmekte ve bu şekilde hükmedilen para cezasının
ödenmemesi halinde; para cezasından hapse çevirme işlemi yapılırken,
hangi miktardan çevirme yapılacak tartışması yapılmadan, baştaki gün
hapis cezasına geri dönülmesi ve ayrıca bu durumda koşullu salıverme
hükümlerinin uygulanmaması gerektiği cihetle, kanun yararına bozma
istemine atfen düzenlenen ihbarname içeriği yerinde bulunduğundan,
Bolu Ağır Ceza Mahkemesinin 23.01.2009 gün ve 2009/70 müteferrik
sayılı kararına yönelik itirazın reddine ilişkin Düzce Ağır Ceza
Mahkemesinin 24.02.2009 gün ve 2009/190 değişik iş sayılı kararının
CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun’un 309.
maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemlerin
yapılması için, dosyanın adı geçen Mahkemeye iletilmek üzere
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na İADESİNE, 01.10.2010 gününde
oybirliğiyle karar verildi. |