Ceza Genel Kurulu 2003/4-236 E., 2003/249 K.
GÖREVİ KÖTÜYE KULLANMAK
MEMUR
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA ... [ Madde 1
]
5663 S. KÜLTÜR VE TABİAT VARLIKLARINI KORUMA KANUNUNDA ... [ Madde 1
]
“ÖZET”
MEMURLAR YA DA SÖZLEŞMELİ PERSONEL ELİYLE
YÜRÜTÜLMESİ GEREKEN ASLİ VE SÜREKLİ KAMU HİZMETLERİNE, İŞÇİ
STATÜSÜNDE ÇALIŞANLARIN VEKALETEN DE OLSA ATANMALARI, GÖREVİ
VEKALETEN YÜRÜTECEK OLANLAR ASIL MEMURUN TÜM YETKİLERİNİ HAİZ OLUP
ASİLDE ARANAN KOŞULLARIN VEKİLDE DE BULUNMASI ZORUNLU OLDUĞUNDAN
TCY.SININ 240. MADDESİNDE BELİRTİLEN GÖREVDE YETKİYİ KÖTÜYE
KULLANMAK SUÇUNU OLUŞTURUR.
“İçtihat Metni”
Görevde yetkiyi kötüye kullanma suçundan sanık K...... ‘nın
TCY.nın 240/2, 59 ve 647 sayılı Yasanın 4, 5 ve 6. maddeleri
uyarınca sonuç olarak 350.000.000. TL. ağır para cezası ve 2 ay 15
gün süreyle memuriyetten yoksun kılınma cezaları ile
cezalandırılmasına, para cezasının taksitlendirilmesine ve cezaların
ertelenmesine ilişkin Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesinden verilen
8.5.2003 gün ve 6-25 sayılı hüküm sanık vekili tarafından temyiz
edilip dosya Birinci Başkanlığa gönderilmekle Ceza Genel Kurulunca
okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
İ......Büyükşehir Belediye Başkan Vekili olan sanığın Belediyede
işçi statüsünde çalışan M...... S...... ‘i 7.12.1999 tarihinde
Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliğine vekaleten atadığı,
hakkında dava açılması üzerine iki yıl sekiz ay sonra görevinden
aldığı, sanığın ikrarı, müfettiş raporu, görevlendirme ve görevden
alma yazıları ile diğer belge ve kanıtlardan anlaşılmaktadır.
Konu ile ilgili hukuki düzenlemeler kısaca incelenecek olursa;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının kamu hizmeti görevlileriyle ilgili
genel ilkeleri düzenleyen 128. maddesinde: “Devletin, kamu iktisadi
teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına
göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği
asli ve sürekli görevler, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle
yürütülür.”
657 sayılı Devlet Memurları Yasasının 4/A maddesinde; “mevcut
kuruluş biçimine bakılmaksızın, Devlet ve diğer kamu
tüzelkişiliklerince genel idare esaslarına göre yürütülen asli ve
sürekli kamu hizmetlerini ifa ile görevlendirilenler, bu Kanunun
uygulanmasında memur sayılır” hükümlerine yer verilerek, bu yasa
hükümlerinin belediyelerde çalışan memurlar hakkında da uygulanacağı
hükme bağlanmış, vekalet görevinin koşulları ise Devlet Memurları
Yasasının 86. maddesinde düzenlenmiştir.
Öte yandan, 3030 sayılı Büyükşehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında
Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Yasanın
16. maddesi ile, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterinin görevi,
belediye hizmetlerinin, başkan adına, onun direktif ve sorumluluğu
altında yürütülmesini sağlamak olarak tarif edilmiş, genel
sekreterin belediye başkanının teklifi üzerine içişleri Bakanının
onayı ile atanması esası kabul edilmiş, ayrıca aynı maddenin son
fıkrası ile idareye, genel sekreter kadrosunu karşılık göstermek
suretiyle sözleşmeli personel çalıştırma olanağı da tanınmıştır.
190 sayılı Genel Kadro Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5.
maddesi uyarınca, belediyelerin 657 sayılı Yasa kapsamındaki memur
kadrolarının Bakanlar Kurulu kararıyla ihdas edilmesi, bu kadroya
atama yapılması, belediyeden maaş ödenmesi, asli ve sürekli kamu
hizmeti ifa edilmesi gibi hususlar nazara alındığında büyükşehir
belediyesi genel sekreterliği görevinin sadece 657 sayılı Yasanın 4.
maddesinde öngörülen istihdam biçimlerinden olan memurlar veya
istisnai olarak da sözleşmeli personel eliyle yürütülebileceği
anlaşılmaktadır. Nitekim içişleri Bakanlığı Mahalli idareler Genel
Müdürlüğü de 14.11.1994 gün ve 1568 sayılı genelgesi ile,
belediyelerde memurlar eliyle yürütülmesi gereken bazı birim
başkanlıklarının işçi statüsündeki personel tarafından
yürütülmesinin mümkün olmadığını belirterek belediyeleri uyarmıştır.
Yine, Danıştay 3. Dairesinin 2.11.1977 gün ve 1117-1035 sayılı
kararında: “Bir görevin vekaleten yürütülmesi halinde görevin
gerekleri ve nitelikleri değişmeyeceği ve bu itibarla görevi
vekaleten yürütecek olanlar asıl memurun tüm yetkilerini haiz
olacağından, asilde aranacak şartların vekilde de bulunmasının
zorunlu olduğu” belirtilmektedir.
Kaldı ki, aksi yoldaki bir uygulama, Devlet Memurları Yasasının
memurlar yönünden bazı koşulları öngören ve uyulmasında zorunluluk
bulunan hükümlerinin başka amaçlarla aşılması sonucunu da
doğurabilir.
Somut olayda, önce M...... S...... isimli kişinin sözleşmeli olarak
genel sekreterlik görevine atanabilmesi için İ...... Büyükşehir
Belediyesince 23.11.1999 gün ve 1774 sayılı yazı ile öneride
bulunulmuş, ancak içişleri Bakanlığı 3.12.1999 gün ve 31293 sayılı
yazısı ile; 3030 sayılı Yasanın 16. maddesine dayanarak 1. derece
genel sekreter kadrosu karşılık gösterilerek sözleşmeli statüde
atama yapılabilmesi için, atanacak kişinin 1. derece genel sekreter
kadrosuna asaleten atanacak personelde aranan nitelikleri haiz
olması, dolayısıyla 657 sayılı Yasanın 65/B maddesine dayanarak aynı
Yasanın 87. maddesinde yazılı kurumlarda en az 12 yıl Devlet
memurluğunda geçmiş hizmetinin bulunması gerektiği, adı geçenin ise
Devlet memurluğunda hizmetinin bulunmadığı belirtilerek dosya iade
edilmiştir. Buna rağmen, cevabi yazıdan dört gün sonra İ......
Büyükşehir Belediyesinde işçi statüsünde çalışmakta olan M......
S...... isimli kişi, Büyükşehir Belediye Başkanı M. S...... S......
‘in geçici olarak bir günlüğüne görevden ayrılması nedeniyle
Belediye Başkanlığına vekalet eden sanık K...... V......tarafından
7.12.1999 günü Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği görevine
vekaleten atanmış, yaklaşık 2 yıl 8 ay süre ile bu görevi sürdüren
M...... S...... yargılamaya konu kamu davasının açılması üzerine
yine sanık Belediye Başkan Vekili K...... V...... tarafından bu
görevden alınmıştır.
Mevcut yasal düzenleme ve yargısal kararlar karşısında, memurlar ya
da sözleşmeli personel eliyle yürütülmesi gereken asli ve sürekli
kamu görevi niteliğindeki Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreterliği
kadrosuna işçi statüsündeki çalışanların vekaleten de olsa atanması
olanaksızdır. Öte yandan, atamanın yapıldığı tarih itibariyle
görevde bulunan dört genel sekreter yardımcısının tamamının memur
olmaları ve yine belediyede Devlet memuru olarak çalışmakta olan ve
hizmet süreleri ile koşulları uygun görülen çok sayıda personel
bulunması karşısında, sanığın yargılamaya konu atamayı
zorunlulukların etkisiyle yaptığından da söz edilemez.
Sanığa yüklenen görevde yetkiyi kötüye kullanma suçu ise, TCY.nın
240. maddesinde tanımlanmış olup, aynı yasanın 279. maddesi uyarınca
memur sıfatını haiz olan kişinin kasten yasada yazılı hallerden
başka her ne suretle olursa olsun, görevini yasanın gösterdiği usul
ve esaslardan başka surette yapması veya yasanın koyduğu usul ve
şekle uymadan yapmasıdır.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında, sanığın hizmet süresi ve statüsü
gereği atama koşullarını taşımadığı anlaşılan belediye çalışanını,
konuya ilgili yasal düzenlemelerde öngörülen biçim ve yönteme aykırı
olarak vekaleten atamak suretiyle yetkisini yasalara aykırı biçimde
kullandığından, görevde yetkiyi kötüye kullanma suçunun tüm öğeleri
oluşmuştur.
Bu itibarla, yasa ve usule uygun bulunan mahkûmiyet hükmünün
onanmasına karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle, sanık vekilinin temyiz itirazları
yerinde görülmediğinden usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay
Dördüncü Ceza Dairesinin 8.5.2003 gün ve 6-25 sayılı hükmünün
(ONANMASINA), 7.10.2003 günü oybirliğiyle karar verildi. |