Ceza Genel Kurulu 2008/7-8 E., 2008/77 K.
MAHKUMİYET HÜKMÜNDE DEĞİŞİKLİK YARGILAMASI
YARGILAMANIN İADESİ
ZAMANAŞIMI
“ÖZET”
1- 765 SAYILI TÜRK CEZA YASASI’NIN 109.
MADDESİNDE HER NE SURETLE OLURSA OLSUN TEKRAR YARGILAMA
YAPILMASINDAN SÖZ EDİLMESİ KARŞISINDA, YARGILAMANIN İADESİNDE OLDUĞU
GİBİ SONRADAN YÜRÜRLÜĞE GİREN LEHE YASA NEDENİYLE MAHKUMİYET
HÜKMÜNDE DEĞİŞİKLİK YARGILAMASINDA DA BU MADDENİN UYGULANACAĞI
AÇIKTIR. 2- KESİNLEŞEN HÜKÜMDEN SONRA YÜRÜRLÜĞE GİREN VE ÖNGÖRDÜĞÜ
CEZA İTİBARİYLE DAHA KISA ZAMANAŞIMI SÜRESİNE TABİ OLUP, SUÇ
TARİHİNDE YÜRÜRLÜKTEYMİŞÇESİNE DEĞERLENDİRME KONUSU EDİLMESİ GEREKEN
4926 SAYILI YASA GEREĞİNCE DAVA ZAMANAŞIMI SÜRESİNİN ÖNCEKİ
YARGILAMA SIRASINDA VE HÜKMÜN KESİNLEŞMESİNDEN ÖNCE DOLDUĞU
ANLAŞILDIĞINDA ZAMANAŞIMI NEDENİYLE ORTADAN KALDIRMA KARARI
VERİLMESİ İSABETLİDİR.
“İçtihat Metni”
Kaçakçılık suçundan sanıklar Şemsettin, Nizamettin, M.Şefik,
Sayim’in 1918 sayılı Yasa’nın 27/2-3, 33/son, TCY’nin 59/2, 31, 33.
maddeleri uyarınca cezalandırılmasına ilişkin (Van Birinci Ağır Ceza
Mahkemesi)’nce verilen
24.02.1997 gün ve 34-39 sayılı hüküm Yargıtay Yedinci Ceza
Dairesi’nce
09.12.1998 gün 1998-9617 sayılı karar ile onanarak kesinleşmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden sonra 19.07.2003 günlü sayılı Resmi Ga-zete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve
Takibine Dair Kanunu yürürlükten kaldıran 4926 sayılı Kaçakçılıkla
Mücadele Kanunu uyarınca sanıkların hukuksal durumlarının yeniden
değerlendirilmesi talebi üzerine dosyayı uyarlama amacıyla ele alan
(Van Birinci Ağır Ceza Mahkemesi)’nce 24.12.2003 gün ve 218-343 sayı
ile;
”...4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun getirdiği lehe
düzenlemeler ile TCK’nın 2. maddesi gözönünde tutularak sanıkların
hukuki durumları yeniden değerlendirildiğinde sanıklara atılı suçun
4926 sayılı Yasa’nın 4. maddesinin a bendinin 1 nolu alt bendi
kapsamında kaldığı, bu suç için kanunda öngörülen zamanaşımı
süresinin 5 sene olarak belirlendiği, suç tarihinin 02.06.1991
olduğu, iddianamenin 03.06.1991 tarihinde düzenlendiği, görevsiz
mahkeme tarafından sanıkların savunmalarının alındığı, 27.07.1991
tarihinde de zamanaşımının kesildiği, sanıklar hakkında mahkememizce
yapılan yargılama sonucunda 24.02.1997 tarihinde mahkumiyet kararı
verildiği, bunun da zamanaşımını kestiği, ancak sanıkların
savunmalarının alındığı tarih ile mahkumiyet kararının verildiği
tarih arasında zamanaşımını kesen başkaca bir işlemin yapılmadığı,
bu iki tarih arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu ve
böylece sanıklarla ilgili davanın önceki yargılama sürecinde
27.07.1996 tarihinde zamanaşımına uğradığı../’ gerekçesiyle önceki
hükmün iptaline, sanıklar hakkındaki davanın 765 sayılı TCY’nin
102/4. maddesi uyarınca ortadan kaldırılmasına ve yed-i emindeki
koyun ve sığırların 4926 sayılı Yasa’nın 31/son maddesi uyarınca
zoralımına karar vermiştir.
Yerel C.Savcısının temyizi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay
Yedinci Ceza Dairesi 19.11.2007 gün ve 35825-9075 sayı ile yerel
mahkeme hükmünü onamıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 03.01.2008 gün ve 84363 sayı ile;
”...sanıklar hakkında 1918 sayılı Yasa 4926 sayılı Yasa ile
yürürlükten kaldırılmadan önce verilen mahkumiyet hükmü kesinleşmiş
olup, bu hükmün infazı aşamasında; Yasa değişikliğine göre 4926
sayılı Yasa’nın 4/a-2, 5/son, 4/3, 4/4. maddeleri uyarınca eylemin
yalnızca para cezasını gerektirmesi nedeniyle önce 4926 sayılı
Yasa’nın 34. maddesi uyarınca önödeme teklif edilmesi, ödememe
halinde özgürlüğü bağlayıcı cezanın infaz edilmemesine ve bu suçtan
tutuklu geçirdikleri sürelerin mahsubuna yönelik hüküm kurulması
gerekirken, kesinleşmiş karara konu eylemlerinden ötürü dava
zamanaşımının değil ceza zamanaşımının söz konusu bulunduğu ve bunun
da dolmadığı gözetilmeden kesinleşmiş hükmün özü değiştirilerek
davanın ortadan kaldırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya
aykırı olduğu...” düşüncesiyle Özel Daire’nin onama kararının
kaldırılmasına ve yerel mahkemenin kararının bozulmasına karar
verilmesini itiraz yasa yoluyla talep etmiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığı’na gönderilmekle, Yargıtay Ceza
Genel Kurulu’nca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara
bağlanmıştır.
Hükümlülerin toplu kaçakçılık suçundan dolayı yerel mahkemece 1918
sayılı Yasa’nın 27/2-3, 33/son, 765 sayılı TCY’nin 59/2. maddeleri
uyarınca neticeten 6 yıl 9 ay 20 gün müddetle ağır hapis ve
415.079.000 TL ağır para cezasıyla cezalandırılmalarına karar
verilmiş ve bu hüküm Özel Daire’ce ona-narak kesinleşmiştir.
Hükmün kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren ve 1918 sayılı Yasa’yı
yürürlükten kaldıran 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası ve 765
sayılı TCY’nin 2. maddesi uyarınca dosyayı ele alan yerel mahkeme
hükümlüler hakkındaki davanın 765 sayılı TCY’nin 102/4. maddesi
uyarınca ortadan kaldırılmasına karar vermiş, yerel C.Savcısının
temyizi üzerine dosyayı inceleyen Özel Daire de yerel mahkeme
hükmünü onamıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise, kesinleşmiş karara konu eylemlerden
ötürü dava zamanaşımının değil ceza zamanaşımının söz konusu
bulunduğu ve kesinleşmiş hükmün özü değiştirilerek davanın ortadan
kaldırılmasına karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu
düşüncesiyle Özel Daire’nin onama kararının kaldırılmasına ve yerel
mahkemenin kararının bozulmasına karar verilmesini itiraz yasa
yoluyla talep etmiştir.
Görüldüğü gibi Yargıtay C.Başsavcılığı ile Özel Daire arasında
oluşan ve Ceza Genel Kurulu’nca çözümlenmesi gereken hukuksal
uyuşmazlık, kesinleşen hükümde sonradan yürürlüğe giren bir Yasanın
daha az cezayı öngörmesi ve buna bağlı olarak da suçun daha kısa bir
zamanaşımı süresini gerektirmesi halinde, sonradan yapılan uyarlama
yargılamasında dava zamanaşımının önceki yargılama sırasında
dolduğundan bahisle davanın ortadan kaldırmasına kararı verilip
verilemeyeceğine ilişkindir.
Toplu kaçakçılık suçunun yaptırımı, somut olayda suçun işlendiği
02.06.1991 tarihinde yürürlükte bulunan 1918 sayılı Yasa’nın 27.
maddesindeki düzenlemeye göre 8 yıldan 12 yıla kadar ağır hapis
olup, bu suçla ilgili dava zamanaşımı süresi de 765 sayılı Türk Ceza
Yasası’nın 102/3. maddesi uyarınca 10 senedir. Hükmün 09.12.1998
tarihinde onanarak kesinleşmesinden sonra yürürlüğe giren 4926
sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Yasası’nın 3 ve 4. maddeleriyle bu
suçun yaptırımı ağır para ve suça konu eşyanın değeri fahişse bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak öngörülmüş, suçun toplu
olarak işlenmesi durumunda ilgili maddelerdeki cezalar yarısı kadar
artırılarak uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Böylece dava zamanaşımı
süresi de 765 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 102/4. maddeleri uyarınca
dolaylı biçimde 5 yıla düşmüştür.
765 sayılı Türk Ceza Yasası’nın 109. maddesine göre, *aynı fiilden
dolayı her ne suretle olursa olsun tekrar yargılanması gereken
hükümlünün sonraki mahkumiyeti öncekinden daha hafif bir cezayı
gerektiriyorsa, zamanaşımı süresi de sonraki hüküm ile tertip
olunacak cezaya göre hesap edilecektir^ 03.06.1942 tarih ve 36/15
sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bu hesaplama, maddede
öngörülen cezanın üst sınırına göre yapılacaktır. Öte yandan
maddede, her ne suretle olursa olsun tekrar yargılama yapılmasından
söz edilmesi karşısında, yargılamanın iadesinde olduğu gibi
mahkumiyet hükmünde değişiklik yargılamasında da 109. maddenin
uygulanacağı açıktır.
Somut olayda, yargılama sırasında zamanaşımını kesen en son işlem
olarak 03.06.1991 tarihinde hükümlülerin mahkemede savunmaları
alınmış ve hükmün verildiği 24.02.1997 tarihine kadar 5 yıldan fazla
süre geçmiştir.
Bu itibarla, kesinleşen hükümden sonra yürürlüğe giren ve öngördüğü
ceza itibariyle daha kısa zamanaşımı süresine tabi olup, suç
tarihinde yürürlükteymişçesine değerlendirme konusu edilmek gereken
4926 sayılı Yasa gereğince dava zamanaşımı süresinin önceki
yargılama sırasında ve hükmün kesinleşmesinden önce dolduğu
anlaşıldığından yerel mahkeme hükmü ile bunu onayan Özel Daire
kararı isabetli olup, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının reddine
karar verilmelidir.
Sonuç: Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
2- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığı’na
TEVDİİNE, 08.04.2008 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar
verildi. |