Ceza Genel Kurulu 2006/6-328 E., 2006/323 K.
LEHE KANUN UYGULAMASI
TAKSİRATLI İFLAS SUÇU
“İçtihat Metni”
Sanık A… E…’nin taksiratlı iflas suçundan 765 sayılı TCY’nın 507
ve 522. maddeleri uyarınca 1 ay 5 gün hapis cezasıyla
cezalandırılmasına ilişkin İ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen
01.11.2002 gün ve 323-1277 sayılı hüküm sanık müdafiinin temyizi
üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 28.11.2005 gün
ve 17497-10872 sayılı kararı ile onanmıştır.
İ... C.Başsavcılığı İnfaz Bürosunun yasa yoluna başvurulmasını
istemesi üzerine Yargıtay C.Başsavcılığı 11.12.2006 gün ve 285720
sayı ile;
”Suçtan sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Yasanın 50/3. maddesi
uyarınca ‘suç tarihinde 65 yaşın üzerinde olan sanıkların 1 yıl ve
daha aşağı süreli hapis cezalarının 50. maddede yazılı tedbirlerden
birine çevrilmesinde zorunluluk bulunmasına’ göre, suç tarihinde 65
yaşın üzerinde olan, geçmiş mahkûmiyeti bulunmayan ve 1 ay 15 gün
hapis cezası ile hükümlendirilen sanık hakkında 5237 sayılı Yasanın
162 ve 50/3. maddeleri uyarınca yapılacak uygulamanın sanığın daha
lehine olacağı” görüşüyle itiraz ederek, Özel Daire onama kararının
kaldırılmasını, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasını istemiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza
Genel Kurulu’nca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanık A… E…’nin taksiratlı iflas suçundan dolayı 765 sayılı TCY’nın
507 ve 522. maddeleri uyarınca 1 ay 5 gün hapis cezasıyla
cezalandırılmasına karar verilmiş, sanık müdafiinin temyizi üzerine
Özel Daire, mahkemenin 765 sayılı Yasaya göre gerçekleştirdiği
uygulamanın, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı
TCY’nın 162. maddesiyle karşılaştırıldığında daha lehe sonuç
verdiğini kabul ederek hükmü onamıştır.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise, 5237 sayılı Yasaya göre
gerçekleştirilecek uygulamanın 765 sayılı Yasaya oranla daha lehe
sonuç vereceğini belirterek itiraz etmiştir.
Ceza Hukukumuza hakim olan genel prensip, suç tarihinde yürürlükte
olan ceza yasasının uygulanmasıdır. Ancak gerek 765 sayılı Türk Ceza
Yasasının 2/2., gerek 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 7/2.
maddesinde bu genel prensibe istisna getirilmiş ve suçun işlendiği
zaman yürürlükte bulunan yasa ile sonradan yürürlüğe giren yasaların
hükümlerinin farklı olması halinde, failin lehine olanın uygulanması
kabul edilmiştir.
Sanığa yüklenen taksiratlı iflas suçu, hükümden sonra 01.06.2005
tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 162.
maddesinde düzenlenmiş ve ceza yaptırımı olarak 2 aydan bir yıla
kadar hapis cezası öngörülmüştür. Yasanın 50. maddesinin 3. fıkrası
ise, geçmişte hapis cezasına mahkûm olmayan ve suç tarihinde 65
yaşını doldurmuş bulunanlara verilen bir yıl veya daha az süreli
hapis cezasının, adlî para cezasına veya maddede öngörülen
tedbirlerden birine çevrilmesi zorunluluğunu getirmiştir. Bu
durumda, 17.04.1931 tarihinde doğmuş olup, suç tarihi olan
taksiratlı iflas kararının verildiği 31.05.2000 tarihinde 69 yaşında
olduğu belirlenen ve geçmiş mahkûmiyeti bulunmayan sanık hakkında,
hükümden sonra yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 162
ve 50. maddeleri uygulanarak saptanacak adlî para cezası veya
güvenlik tedbirinin, mahkemenin suç tarihinde yürürlükte bulunan 765
sayılı Türk Ceza Yasasının 507 ve 522. maddelerini uygulayarak
hükmettiği 1 ay 5 gün hapis cezasına nazaran daha lehe bir yaptırım
olduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla, Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne, Özel Daire
onama kararının kaldırılmasına, yerel mahkeme hükmünün bozulmasına
karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 6. Ceza Dairesinin 28.11.2005 gün ve 17497-10872 sayılı
kararının KALDIRILMASINA,
3- İ... 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 01.11.2002 gün ve 323-1277
sayılı kararının BOZULMASINA,
4- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına
TEVDİİNE, 26.12.2006 günü oybirliği ile karar verildi. |