Ceza Genel Kurulu 2006/3-62 E., 2006/120 K.
DEVLET ORMANINDAN İŞGAL VE FAYDALANMA SUÇU
“İçtihat Metni”
Devlet ormanından işgal ve faydalanma suçundan sanığın beraetine
ilişkin, Hatay Sulh Ceza Mahkemesince verilen 24.01.2002 gün ve
493-58 sayılı hüküm, katılan vekilinin temyizi üzerine dosyayı
inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesince 24.04.2003 gün ve 832-1772
sayı ile;
”Suç tespit tutanağı içeriği, mahallinde yapılan keşif sonucu
düzenlenen bilirkişi raporu ve tevilli ikrardan sanığın ormanda 9
nolu bölmedeki su kaynağından yine orman içerisinde 11, 12, 43 ve 44
numaralı bölmelerde döşediği 5000 m plastik boru ile bahçesine su
getirip kullandığının anlaşılmasına göre eylemin işgal ve faydalanma
suçunu oluşturduğu, orman örtüsü ve toprağına zarar verilmemesinin
suçun oluşmasına etkili bulunmadığı cihetle dava konusu yerde orman
kadastrosu yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise kesinleşme tarihi de
idareden sorularak sonucu itibariyle 6831 sayılı Yasanın 93/1 ya da
93/2 maddelerinin uygulanması suretiyle bir hüküm kurulması
gerekirken yerinde olmayan gerekçe ile beraat kararı verilmesi,”
isabetsizliğinden bozulmuştur.
Yerel Mahkemece 30.09.2003 gün ve 615-1129 sayı ile; “Sanığın
eyleminin işgal ve faydalanma kastı taşımadığı, ince bir hortumla su
götürmesinin suç oluşturmadığı” gerekçeleriyle ilk hükümde
direnilmiştir.
Bu hükmün de, Katılan İdare vekili ve O Yer C.Savcısı tarafından
temyizi üzerine, dosya Yargıtay C.Başsavcılığının “bozma” istekli
24.09.2005 gün ve 190072 sayılı tebliğnamesi ile Yargıtay 3. Ceza
Dairesine, Özel Dairesince de 23.01.2006 gün 19552-269 sayılı karar
ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Ceza Genel
Kurulunca okundu, gereği konuşulup düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Sanığın, Devlet ormanından işgal ve faydalanma suçundan beraetine
karar verilen somut olayda, Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki
uyuşmazlık, sanığın sabit kabul edilen eyleminin 6831 sayılı Yasanın
93. maddesinde düzenlenen işgal ve faydalanma suçunu oluşturup,
oluşturmadığı, oluşturduğunun kabulü halinde ise, eylemin anılan
maddenin hangi fıkrasına girdiğinin belirlenmesi yönünden, anılan
yerde orman kadastrosu yapılıp, yapılmadığı, yapıldığının tespiti
halinde ise kesinleşme tarihinin sorulması suretiyle soruşturmanın
genişletilmesine gerek bulunup, bulunmadığı noktalarında
toplanmaktadır.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre, şeklen
ısrar kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırmaya, incelemeye, toplanan yeni
kanıtlara dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş bulunan
yeni ve değişik gerekçelerle hüküm kurmak,
Özde direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucu verilen
yeni bir karardır. Bu nitelikteki bir kararın temyiz edilmesi
halinde incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması
gerekir.
İncelenen dosya içeriğine göre;
Yerel Mahkemece, Özel Daire bozmasından sonra 09.09.2003 tarihinde,
sanığın bozma ilamına karşı diyeceklerinin saptanması amacıyla,
mahallinde 19.09.2003 tarihinde keşif icrasına karar verildiği,
yapılan keşifte sanığın bozmaya karşı diyeceklerinin saptanması
yanında, daha önce yargılama aşamasında dinlenilmeyen tutanak tanığı
C….. İ……’in, suyun getirdiği alanda kadastronun yapıldığı ancak
kesinleşmemiş olan alandan suyun getirildiği ve düzenlenen tutanağın
doğru olduğu yönündeki beyanlarının da alınması suretiyle, bozma
ilamı doğrultusunda yeni bir işlem yapıldığı ve bu şekilde bozma
ilamına eylemli olarak uyulduğu anlaşılmaktadır.
Bu itibarla Yerel Mahkemenin son uygulaması özü itibariyle eylemli
uyma sonucunda verilen yeni bir hüküm olduğundan dosyanın, temyiz
incelemesi yapılmak üzere Yargıtay 3. Ceza Dairesine gönderilmesine
karar verilmelidir.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle;
Dosyanın saptanan eylemli uyma nedeniyle, temyiz incelemesi için
Yargıtay 3.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay
C.Başsavcılığına tevdiine, 18.04.2006 günü oybirliği ile karar
verildi. |