Ceza Genel Kurulu 2006/4-195 E., 2006/217 K.
LEHE OLAN HÜKÜMLERİN UYGULANMASINDA USUL
ZAMAN BAKIMINDAN UYGULAMA
“İçtihat Metni”
Mağdur sanık M... Z... Demir’in saldırgan sarhoşluk suçundan
TCY’nın 572/1 maddesi uyarınca 2 ay hafif hapis cezası ile
cezalandırılmasına, sanık A... Akçırahan’ın mağdur sanık M... Z...
Demir’e yönelik etkili eylem suçundan TCY’nın 456/2, 457/1, 51/1 ve
59/2. maddeleri uyarınca 1 yıl 8 ay hapis cezası ile
cezalandırılmasına, ilişkin Manavgat Asliye Ceza Mahkemesinden
verilen 22.04.2003 gün ve 691-330 sayılı hüküm mağdur sanık M...
Z... Demir ile sanık A... Akçırahan müdafii tarafından temyiz
edilmekle dosyayı inceleyen Yargıtay 4. Ceza Dairesince 20.09.2005
gün ve 150-11705 sayı ile;
”Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun nitelik,
ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına
geçildi.
I- Sanık A... Akçırahan hakkında kurulan hükme ilişkin temyizde;
Suçun oluştuğu tarihe göre temyiz süreci içinde dava zamanaşımının
gerçekleştiği,
Anlaşıldığından sanık A... Akçırahan müdafiinin temyiz nedenleri
yerinde bulunmakla, sanık yararına olduğu anlaşılan 765 sayılı
TCY’nın 102/5, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223. maddeleri uyarınca,
tebliğnameye aykırı olarak kamu davasının düşürülmesine,
II- Sanık M... Z... Demir hakkında kurulan hükme ilişkin temyize
gelince;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar,
belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede:
5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 7. maddesinde “zaman bakımından
uygulama”, 5252 sayılı Türk Ceza Yasasının Yürürlük ve Uygulama
Şekli Hakkında Yasanın 9. maddesinde ise, “lehe olan hükümlerin
uygulanmasında usul” kurallarının düzenlenmesi, ayrıca 5252 sayılı
Yasanın 12. maddesi ile 765 sayılı Türk Ceza Yasasının yürürlükten
kaldırılmış olması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası ve bu
Yasaların hükümden sonra 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe girmiş
bulunması karşısında;
5237 sayılı Yasanın 7. ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri
uyarınca, sanığın hukuki durumunun 5271 sayılı Ceza Muhakemesi
Yasası hükümleri de gözetilerek yeniden değerlendirilmesinde
zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık A... Akçırahan müdafii ile sanık M...
Z... Demir’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnamedeki
onama düşüncesinin reddiyle sair hususlar incelenmeksizin,
hükümlerin bozulmasına, yargılamanın bozma öncesinden başlayarak
sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine
gönderilmesine,” karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı, M... Z... Demir hakkında saldırgan
sarhoşluk suçundan, sanık A... Akçırahan hakkında etkili eylem
suçundan hüküm kurulduğu halde, bozma kararında isimler yanlış
yazılmak suretiyle sanık M... Z... Demir hakkındaki hükmün
bozulmasına, sanık A... Akçırahan hakkındaki hükmün ise zamanaşımı
nedeniyle düşürülmesine karar verildiğini belirterek 03.06.2006 gün
ve 71934 sayılı yazı ile kararın düzeltilmesi talebinde bulunmuşsa
da, Yargıtay 4. Ceza Dairesi 20.06.2006 gün ve 4917-12785 sayı ile;
”....Yapılan incelemede, maddi yanılgının sabit olduğu ve
tebliğnamedeki görüşün yerinde olduğu görülmüş, ancak 1412 sayılı
CYY’nı yürürlükten kaldıran 5271 sayılı CYY’da karar düzeltme
yolunun öngörülmemiş olması ve anılan Yasanın 308. maddesi uyarınca,
olağanüstü yasa yolu olarak Yargıtay C.Başsavcısının itiraz
yetkisinin bulunması ve 5320 sayılı CYY’nın Yürürlük ve Uygulama
Şekli Hakkındaki Yasanın 8. maddesinde de karar düzeltme yolunun
açıkça kapsam dışı bırakılması karşısında, anılan yasaya aykırılığın
bu yöntemle giderilemeyeceği anlaşıldığından karar düzeltme
isteğinin reddine” karar vermiştir.
Bunun üzerine Yargıtay C.Başsavcılığı 12.07.2006 gün ve 71934 sayı
ile;
”Yerel Mahkeme hükmünde A... Akçırahan’ın yaralama, M... Z...
Demir’in de saldırgan sarhoşluk suçundan mahkumiyetlerine karar
verildiği, bu hükümlerin temyizi üzerine Yargıtay 4. Ceza Dairesinin
anılan suçlar yönünden inceleme yapıp hüküm tesis ettiği, ancak;
İncelenen suçlara göre, sanıkların ad ve soyadlarının maddi yanılgı
sonucu suça uymayan sanık isimleri ile gösterildiği anlaşılmıştır.
CYY’nın 308. maddesi yönüyle her ne kadar sanığın lehine itirazda
süre aranmaz amir hükmü var ise de;
Maddi yanılgılarda ve incelenen olayda her iki sanığı da
etkilediğinden 5320 sayılı CYY’nın Yürürlük ve Uygulama Şekli
Hakkında Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CYUY’nın
326. maddesinin burada düşünülemeyeceği” görüşüyle itiraz etmiş,
Özel Daire kararının kaldırılarak, sanık M... Z... Demir hakkında
saldırgan sarhoşluk suçundan dolayı TCY’nın 572/1 maddesi ile 2 ay
hafif hapis cezasına dair hükmün, suç tarihi itibarıyla 765 sayılı
TCY’nın 102/5, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesine göre
zamanaşımı nedeniyle kamu davasının ortadan kaldırılmasına,
Sanık A... Akçırahan’ın TCY’nın 456/2, 457/1, 51/1 ve 59/2.
maddeleri gereğince 1 yıl 8 ay hapis cezasına dair hükmün ise, 5237
sayılı Yasanın 7. ve 5252 sayılı Yasanın 9/3. maddeleri uyarınca
sanığın hukuki durumunun 5271 sayılı Ceza Yargılaması Yasası
hükümleri de gözetilerek yeniden değerlendirilmek üzere bozulmasına
karar verilmesini istemiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza
Genel Kurulunca okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
İncelenen olayda;
Yerel Mahkemece, iddiaya uygun biçimde; mağdur sanık M... Z...
Demir’in saldırgan sarhoşluk suçundan TCY’nın 572/1 maddesi uyarınca
2 ay hafif hapis cezası ile cezalandırılmasına, sanık A...
Akçırahan’ın ise mağdur M... Z... Demir’e yönelik etkili eylem
suçundan TCY’nın 456/2, 457/1, 51/1, 59/2 maddeleri uyarınca 1 yıl 8
ay hapis cezasıyla cezalandırılmasına, karar verilmiştir.
Sanıkların temyizi üzerine Özel Daire; etkili eylemle suçlanıp
mahkûm edilen A... Akçırahan hakkındaki kamu davasının 765 sayılı
TCY’nın 102/5, 104/2 ve 5271 sayılı CYY’nın 223. maddeleri uyarınca
düşürülmesine karar vermiş, ayrıca saldırgan sarhoşluk eyleminden
yargılanıp bu suçtan cezalandırılan sanık M... Z... Demir hakkındaki
hükümle ilgili olarak da, sonraki yasal düzenlemeler nedeniyle
sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden
bahisle mahkûmiyet hükmünü bozmuştur.
Yargıtay C.Başsavcılığı, sanıklar ve suçlarının maddi yanılgı sonucu
Özel Daire kararında karıştırılmasından dolayı oluşan bu çelişkili
durum üzerine kararın düzeltilmesi başvurusunda bulunmuş ise de,
Özel Daire, karar düzeltme yolunun yeni yasal düzenlemede
kaldırıldığından bahisle başvuruyu reddetmiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı bu kez, sanıkların ad ve soyadlarının maddi
yanılgı sonucu suça uymayan sanık isimleri ile gösterildiğini
belirterek itiraz yoluna başvurmuştur.
Esasen olağan bir dikkat ve özenin gösterilmesi halinde
gerçekleşmeyecek olan isim, yaş ve hesap hataları, yargı
kararlarında “maddi yanılgı” veya “yazım hatası” diye isimlendirilen
beşeri hatalardır. Yargılama araçlarının belirli biçimde takdir
edilmelerinden kaynaklanan değerlendirme hataları ise hukuki
yanılgılardır. Hukuki yanılgılar, yasada öngörülen denetim
yollarından birine başvurularak açılan tali bir muhakeme sonucunda
başka bir yargı mercii tarafından verilen karar ile giderilebilir.
Buna karşılık, yargılama yöntemini düzenleyen yasada, yargı
kararlarındaki maddi yanılgıların ne şekilde düzeltileceğini öngören
açık bir düzenleme bulunmamaktadır. O halde, ilgilisinin leh veya
aleyhine sonuç doğurmasına olanak bulunmayan bu tür yanılgıların,
yöntem ve zaman sınırlamasına tabi bulunmaksızın, bizzat bu hatayı
yapan merci tarafından, kendiliğinden veya denetim muhakemesi
sonunda verilen bir karardaki uyarı üzerine düzeltilmesi mümkündür.
Somut olayda,
Özel Daire, etkili eylem ve saldırgan sarhoşluk suçlarından kurulan
hükümlerle ilgili temyiz incelemesi sonucunda verdiği kararda, her
bir sanığın adını ve hükümlendirildiği suçu yazmak yerine, sadece
sanık adını yazıp mahkum edildiği suçtan söz etmeksizin, iki değişik
suçtan birisi hakkındaki kamu davasını zamanaşımı nedeniyle
düşürmüş, diğer suça ilişkin hükmün ise sonradan gerçekleşen yasa
değişikliği nedeniyle bozulmasına karar vermiştir. Bozma ilamında,
dava zamanaşımı süresi olarak 765 sayılı TCY’nın 102/5. maddesinin
esas alındığı belirtilmiş bulunduğundan, zamanaşımı nedeniyle
düşürülmesine karar verilen davanın saldırgan sarhoşluk suçuna
ilişkin olduğu, öte yandan sonradan yürürlüğe giren 5237 sayılı
Yasanın etkili eylem suçunun temel ve nitelikli halleri ile
yaptırımında değişiklikler öngörmesi karşısında, yasal değişiklik
yapıldığı gerekçesiyle bozulan hükmün de etkili eylem suçuna ilişkin
olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Ne var ki, saldırgan sarhoşluk ile
suçlanan ve mahkûm edilen kişi sanık M... Z... Demir ve etkili eylem
ile suçlanan kişi de sanık A... Akçırahan olduğu halde, özel daire
ilamında sanıkların isimleri karıştırılmıştır. Bu yanılgının bir
değerlendirme hatasından kaynaklanan hukuki yanılgı niteliğinde
bulunmadığı kuşku duyulmayacak derecede açık bir olgudur. Esasen
Özel Daire de, yanlışlığın ilamın yazımı sırasında isimlerin
karıştırılmasından kaynaklandığını kabul etmektedir.
Bu itibarla, itirazın kabulüne, sanık isimlerinin yazımındaki maddi
hatanın düzeltilmesi bakımından dosyanın Yargıtay 4. Ceza Dairesine
gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 20.09.2005 gün ve 150-11705 sayılı
ilâmında yanlış yazılan sanık adlarının düzeltilmesi bakımından
dosyanın Yargıtay 4.Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay
C.Başsavcılığına tevdiine, 17.10.2006 günü oybirliği ile karar
verildi. |