Ceza Genel Kurulu 2006/16.HD-255 E., 2006/263 K.
HAFİF HAPİS VE HAFİF PARA CEZALARININ İDARİ PARA CEZASINA
DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
KANUN YARARINA BOZMA
LEHE OLAN HÜKÜMLERİN UYGULANMASINDA USUL
“İçtihat Metni”
I… Y…’ın nafaka hükmüne uymama eylemi nedeniyle İİY’nın 3222
sayılı Yasa ile değişik 344/1. maddesi uyarınca 10 gün hafif hapis
cezası ile cezalandırılmasına ilişkin İ... İcra Ceza Mahkemesinden
verilen 09.09.2004 gün ve 2953-3121 sayılı kararın kesinleşmesinden
sonra yeni bazı yasal düzenlemelerin yürürlüğe girmesi nedeniyle
gerçekleştirilen uyarlama yargılaması sonunda Yerel Mahkemece bu kez
01.06.2005 gün ve 2953-3121 sayı ile, “hükümden sonra 31.05.2005
tarih ve 5358 sayılı Yasa ile İİY’nın 344/1. maddesinde değişiklik
yapıldığı, suçun unsurlarında farklılık olmamakla birlikte,
yaptırımın hükümlü lehine değiştirilerek tazyik hapsine
dönüştürüldüğü” gerekçesiyle,I... Y...’ın nafaka yükümlülüğüne
uymama eylemi nedeniyle üç ay tazyik hapsi ile cezalandırılmasına,
karar verilmiş, bu karar da taraflarca yasa yoluna başvurulmaksızın
kesinleşmiştir.
Adalet Bakanı tarafından bu kararın yasa yararına bozulması için
istemde bulunulması üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 16. Hukuk
Dairesi 18.09.2006 gün ve 4125-5594 sayı ile;
”Nafaka borcunu ödememek suçundan sanıkI... Y...’ın 2004 sayılı İcra
ve İflas Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca 10 gün hafif hapis cezası
ile cezalandırılmasına dair, İ... İcra Mahkemesinin 09.09.2004 tarih
ve 2004/2953-1523 sayılı kararının infazı sırasında, 01.06.2005
tarihinde yürürlüğe giren 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı
İcra ve İflas Kanunu’nun 344. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik
hapsi ile cezalandırılmasına dair, aynı Mahkemenin 01.06.2005
tarihli ve 2004/2925-3121 sayılı ek kararını kapsayan dosya aleyhine
Adalet Bakanlığından verilen 25.05.2006 gün ve 22206 sayılı yazılı
emrini içeren Yargıtay C.Başsavcılığının 09.06.2006 gün ve
2006/125310 sayılı tebliğnamesi ile dava dosyası Daireye
gönderilmekle incelendi,
Tebliğnamede, dosya kapsamına göre, 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe
giren 5358 sayılı Kanun’la değişik 2004 sayılı İcra ve İflas
Kanunu’nun 340. maddesindeki yaptırım, tazyik hapsi olarak
belirlenmiş ise de aynı tarihte yürürlüğe giren 5252 sayılı Türk
Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 5349
sayılı Kanun’la değişik 7. maddesi 1. fıkrasında, “Kanunlarda hafif
hapis veya hafif para cezası olarak öngörülen yaptırımlar idari para
cezasına dönüştürülmüştür” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiş
olması karşısında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7. maddesi nazara
alındığında, 5252 sayılı Kanun’un 7. maddesi 1. fıkrasındaki hükmün
sanık lehine olduğu cihetle, sanık hakkında idari para cezasına
hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar
verilmesinde isabet görülmediğinden anılan hükmün 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulması gereğine
işaret edilmiştir.
Dosya kapsamına göre, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5252
sayılı Türk Ceza Kanunu’nun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında
Kanun’un 5349 sayılı Kanun’un 3. maddesi ile değişik 7. maddesinin
1. fıkrası ile “Kanunlarda hafif hapis veya hafif para cezası olarak
öngörülen yaptırımlar idari para cezasına dönüştürülmüştür…..”, yine
1 Haziran 2005 tarihinde kabul edilip, aynı gün mükerrer Resmi
Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren ve 2004 sayılı İİK’nunda
Değişiklik Yapılmasına Dair 5358 sayılı Kanun’un 7. maddesi ile
İİK’nun 340. maddesindeki eylemin müeyyidesi 3 aya kadar tazyik
hapsine dönüştürülmüştür. Ancak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 7.
maddesi göz önünde tutulduğunda 5349 sayılı Yasa ile değişik 5252
sayılı Kanun’un 7. maddesi sanığın lehine olduğundan aynı maddenin
1. fıkra 1. cümlesi ve 5326 sayılı Kabahatler Yasası’nın 24. ve 5252
sayılı Yasa’nın 9/3. maddelerine göre müeyyidenin İcra Mahkemesince
idari para cezası olarak belirlenmesi gerekir. Ancak mahkemece
09.09.2004 tarihli 2004/2953-1523 karar sayılı ilamı ile sanık
hakkında verilen 1 ay hafif hapis cezası sanık yönünden kazanılmış
hak olması nedeniyle yeniden tayin edilecek cezanın 1 aylık süreyi
geçemeyeceği nazara alınmalıdır.
Bu nedenle Yargıtay C.Başsavcılığının yazılı emre atfen düzenlediği
tebliğname yerinde görülmekle ve kanuna aykırılık halinin
giderilmesinin de başkaca hallinin mümkün bulunmadığı anlaşılmakla,
uygulamada birliğin sağlanması amacıyla yazılı emre dayanan
ihbarnamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden İ... İcra
Mahkemesinin 2004/2925-3121 sayılı ek kararının 5271 sayılı Ceza
Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca bozulmasına,
Bozma üzerine 5271 sayılı CMY’nın 309/4-d maddesi gereğince yeniden
uygulama yapılması gerektiğinden;
Sanık I... Y...’ın 5349 sayılı Yasa ile Değişik 5252 sayılı Yasanın
7., 5237 sayılı TCK’nun 52/2 maddeleri dikkate alınarak 1 ay hafif
hapis karşılığı idari para cezası ile cezalandırılmasına,
Sanığa verilen cezanın günlüğü takdiren 20.00 YTL’den hesaplanarak
sonuç olarak 600.00 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına,
İnfazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının
aynen bırakılmasına” karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise 03.11.2006 gün ve 125310 sayı ile;
”Özel Daire, 09.09.2004 tarihli kesinleşmiş ilamda sanığa verilen 10
gün hafif hapis cezasını, günlüğü 20 YTL üzerinden 200 YTL idari
para cezasına dönüştürmesi gerekirken, sehven 1 ay hafif hapis
cezası üzerinden hesaplama yaparak 600 YTL idari para cezasına
dönüştürmüştür. Ayrıca, bozulan kararın esas numarası 2935 olduğu
halde, 2953 olarak yazılmıştır.” görüşü ile itiraz ederek, Özel
Daire kararının kaldırılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün bozulmasına,
hükümlünün 200 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına karar
verilmesini istemiştir.
Dosya Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilmekle, Yargıtay Ceza
Genel Kurulunda okundu, gereği görüşülüp düşünüldü.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Yerel Mahkeme 09.09.2004 günlü kararı ileI... Y...’ın 26.05.2004
tarihinde gerçekleştirdiği nafaka hükmüne uymama eylemi nedeniyle
İİY’nın 344/1. maddesi uyarınca 10 gün hafif hapis cezası ile
cezalandırılmasına karar vermiş, bu karar yasa yoluna
başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
Bilahare yeni yasal düzenlemeler nedeniyle uyarlama kararı istenmesi
üzerine Yerel Mahkeme bu kez 01.06.2005 gün ve 2953-3121 sayılı
kararı ile, 5358 sayılı Yasa ile gerçekleştirilen değişiklik sonucu
İİY’nın 344/1. maddesine nafaka hükmüne uymama eyleminin karşılığı
olarak tazyik hapsinin getirildiğini, bu değişikliğin hükümlünün
lehine olduğunu belirterek,I... Y...’ın nafaka hükmüne uymama
eyleminden dolayı İİY’nın 344/1. maddesi uyarınca 3 aya kadar tazyik
hapsi ile cezalandırılmasına karar vermiş, bu karar da taraflarca
yasa yoluna başvurulmaksızın kesinleşmiştir.
Adalet Bakanı tarafından, anılan kararın yasa yararına bozulması
isteminde bulunulması üzerine Özel Daire, 1 Haziran 2005 tarihinde
yürürlüğe giren iki farklı yasanın İİY’da değişiklik
gerçekleştirdiğini, bunlardan 5252 sayılı Yasanın 5349 sayılı Yasa
ile değişik 7. maddesi ile, yasalardaki hafif hapis cezalarının
idari para cezasına dönüştürüldüğünü, yine Resmi Gazetenin 1 Haziran
2005 tarihli mükerrer sayısında yayımlanarak aynı gün yürürlüğe
giren 2004 tarihli İcra ve İflas Yasasında Değişiklik Yapılmasına
Dair 5358 sayılı Yasanın 7. maddesi ile, İİY’nın 340. maddesinde
yazılı eylemin yaptırımının 3 aya kadar tazyik hapsine
dönüştürüldüğünü, bu iki yasal düzenlemeden 5252 sayılı Yasanın daha
lehe sonuç verdiğini, bu nedenle uyarlama sonucu hükümlüye tazyik
hapsi yerine idari para cezası verilmesi gerektiğini belirterek
önceki hükmü bozmuş, ancak idari para cezasının saptanması
sırasında, kesinleşmiş önceki ilamda belirtilen hafif hapis cezası
süresinin gün ölçütü olarak esas alınması gerektiğine işaret ederken
10 gün yerine hataen 30 günlük süreden bahisle, hükümlünün bu süre
karşılığı 600 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına, hükmün
diğer kısımlarının aynen bırakılmasına karar vermiştir.
Yargıtay C.Başsavcılığı ise, kesinleşmiş önceki ilamdaki hafif hapis
cezasının 10 gün olması nedeniyle idari para cezasının da bu süre
esas alınarak 200 YTL olarak saptanması gerektiğini, ayrıca Yerel
Mahkemenin bozulan ek kararının esas numarasının Yargıtay ilamında
yanlış yazıldığını belirterek itiraz etmiştir.
Somut olayda;
Özel Dairenin lehe yasanın belirlenmesi hususunda kabul ettiği
ölçütler ve hükmün kesinleşmesinden sonra 01.06.2005 tarihinde
yürürlüğe giren iki ayrı Yasadan 5252 sayılı Yasanın 7. maddesinin
daha lehe sonuç doğurduğu, bu nedenle evvelce hükmolunan hafif hapis
cezasının, tazyik hapsi yerine idari para cezasına dönüştürülmesi
gerektiği yolundaki saptamaları yerindedir.
Ancak, hafif hapis cezasının 5252 sayılı Yasanın 7. maddesi uyarınca
idari para cezasına dönüştürülmesi sırasında gün ölçütü olarak,
önceki kesinleşmiş ilamda tayin ve takdir olunan 10 gün yerine, aynı
gün incelenen diğer ilamlarla karıştırılarak bu sürenin kararda 30
gün olarak belirlendiği ve hesaplamanın da buna göre yapılıp fazla
ceza tayin edildiği anlaşılmaktadır. Bu itibarla isabetli bulunan
Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının kabulüne karar verilmelidir.
SONUÇ : Açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay C.Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
2- Yargıtay 16. Hukuk Dairesinin 18.09.2006 gün ve 4125-5594
kararının KALDIRILMASINA,
3- Adalet Bakanının isteminin kabulü ile, İ... İcra Ceza
Mahkemesinin 01.06.2005 gün ve 2953-3121 sayılı kararının 5271
sayılı CYY’nın 309/4-(d) maddesi uyarınca YASA YARARINA BOZULMASINA,
4- Ancak bu husus yeniden yargılama icrasını gerektirmediğinden,
5320 sayılı Yasanın 8. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412
sayılı CYUY’nın 322. maddesiyle tanınan yetki kullanılmak
suretiyleI... Y...’ın 5349 sayılı Yasa ile değişik 5252 sayılı
Yasanın 7. ve 5237 sayılı TCY’nın 52/2. maddeleri dikkate alınarak
10 gün hafif hapis karşılığı idari para cezası ile
cezalandırılmasına,
Kabahatliye verilen cezanın günlüğü takdiren 20 YTL’den hesaplanarak
sonuç olarak 200 YTL idari para cezası ile cezalandırılmasına,
infazın bu miktar üzerinden yapılmasına, hükmün diğer kısımlarının
aynen bırakılmasına,
5- Dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay C.Başsavcılığına
tevdiine, 28.11.2006 günü oybirliği ile karar verildi. |