|
13. Hukuk Dairesi 2009/6702 E.,
2009/13783 K.ADİ ORTAKLIK
MAHKEME KARARIYLA FESİH
ZAMANAŞIMI
818 S. BORÇLAR
KANUNU [ Madde 535 ]
818 S. BORÇLAR KANUNU [ Madde 126 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki alacak
davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın
reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatına temyiz
edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı hakkında Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/382 Esas
2007/566 Karar sayılı dosyasında açmış olduğu alacak davası sonucunda, fazlaya
ilişkin hakları saklı kalmak üzere davanın kabulüne karar verildiğini, bu kez
fazlaya ilişkin 15.209,63 TL/nin 01.01.2002 tarihinden itibaren yasal faizi ile
davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, alacağın zamanaşımına uğradığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında adi ortaklıktan 1998-2000 yılları arasında doğan
gelir bulunduğu, fazlasını saklı tutmanın zamanaşımını kesmeyeceği kabul
edilerek zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı
tarafından temyiz edilmiştir.
Davacının, Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesinin 2001/382 Esas, 2007/ 566 Karar
sayılı dava dosyasında, adi ortaklıktan kaynaklanan alacağını istediği ve
fazlaya ilişkin haklarını da saklı tuttuğu anlaşılmaktadır. Mahkemece de, adi
ortaklığa yönelik maddi olguların sübut bulması ve iç ortaklığın sona ermesi
nedeniyle aktif ortağın şirketi tasfiye etmesinin zorunlu olmadığının gerektiği
kabul edilmiş ve bu hukuki neden altında hüküm kurulmuştur.
Kural olarak Borçlar Kanunu'nun 535/7. maddesine göre, fesihte, ortaklık bu yönü
tespit eden mahkeme kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren fesih edilmiş
sayılır ve feshin hukuki hüküm ve neticeleri bu tarihten itibaren başlar. Diğer
bir anlatımla, bu konudaki mahkeme kararı inşai, yenilik doğurucu bir karar
niteliğindedir. Borçlar Kanunu'nun 128. maddesi uyarınca zamanaşımı, alacağın
muaccel olduğu zamanda başlar. Hal böyle olunca, adi ortaklığın sona erdiğine
ilişkin mahkeme kararının kesinleşmesi tarihinden itibaren alacağın muaccel
olduğunun kabulünde kuşku ve duraksamaya yer olmamalıdır. Dosya içeriğinden, bu
tarihten dava tarihine kadar BK'nın 126/4. maddesinde öngörülen beş yıllık
zamanaşımı süresinin dolmadığı belirgindir.
Bu durumda mahkemece, tarafların delil ve karşı delilleri toplanmalı, özellikle
Ayvalık Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2001/382 Esas, 2007/566 Karar sayılı
kesinleşen hükmünde tespit edilen hukuki ve maddi olgular gözönünde tutulmalı ve
işin esası hakkında bir karar verilmelidir. Hukuki nitelendirmede yanılgıya
düşülerek, yazılı gerekçelerle davanın zamanaşımından reddedilmesi usule ve
yasaya aykırıdır. Bozma nedenidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan gerekçelerle, temyiz olunan kararın davacı yararına
(BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 25.11.2009 gününde
oybirliğiyle karar verildi.
|
|