|
13. Hukuk Dairesi 2009/4651 E.,
2009/13622 K.BAĞIŞLANANIN GERİ VERME BORCU
SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME
818 S. BORÇLAR
KANUNU [ Madde 244 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki tazminat
davasının yapılan yargılaması sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın
kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde
davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup
düşünüldü.
Davacı, kendisine ait binayı Hazine'ye şartlı olarak bağışladığını, 18.03.2004
tarihinde davalı adına tapuda tescil edildiğini, ancak, bağışlama koşullarına
uyulmadığını ve hastaneye Y... U... adının verilmediğini, çekilen ihtara da
uyulmadığı için Asliye Hukuk Mahkemesinde açmış olduğu tapu iptal ve tescil
davasının kabulle sonuçlanıp kesinleştiğini, ferağ tarihinden itibaren kira
gelirinden mahrum kaldığını ileri sürerek fazlası saklı şimdilik 20.000 YTL'nin
davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın 19.480 YTL üzerinden kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı
tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kayden maliki bulunduğu 29 nolu parseldeki bağımsız bölümleri sağlık
polikliniği olarak kullanmak ve kızının adının verilmesi koşulu ile davalıya
bağışladığını, ancak davalı tarafından bağış koşullarına uyulmadığından bahisle
tapu iptal ve tescil davası açıp kazandığını ve kararın onanarak kesinleştiğini,
bu nedenle ferağ tarihinden itibaren 2005-2006 ve 2007 yıllarında kira kaybına
uğradığını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Yanlar arasında görülüp
sonuçlanan İzmir İkinci Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2005/243 Esas ve 2007/59
Karar sayılı ilamında, davacı tarafından "bağıştan rücu koşullarının
gerçekleştiği" iddiasıyla açılan tapu iptal ve tescil davasının kabul edildiği
ve Yargıtay Birinci Hukuk Dairesi'nin 11.10.2007 gün ve 9476-9734 sayılı
ilamıyla kararın onanıp kesinleştiği, anlaşılmıştır. Esasen bu konular
ihtilafsız olup, dosya kapsamıyla da anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık bağıştan rücu
koşullarının gerçekleşmesi nedeniyle mahrum kalınan kira gelirinin davalıdan
istenip istenmeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Borçlar Kanunu'nun 244. maddesi uyarınca, haklı sebep olmaksızın bağışlamayı
sınırlayan mükellefiyetleri yerine getirmemesi durumunda bağışlamayı geri
alabilir ve bağışlanılanı, bağışlananın zenginleşmiş olduğu ölçüde geri
isteyebilir. Davacının isteyebileceği sadece bağışlananın elinde halen ne kalmış
ise onun iadesidir. Ayrıca kira tazminatı talep etmesi mümkün değildir. Nitekim
doktrinde de bu görüş hakimdir. Bağışlananın geri verme borcunun kapsamı haksız
zenginleşme kurallarına göre tayin olunur. Bu itibarla bağışlanan bağışlanmış
şeyin geri verilmesi istendiği değil, fakat dönme be-yanının öne sürüldüğü
andaki zenginleşmesini geri vermek zorundadır. Ba-ğışlayan yüküm yerine
getirilmediği için bağışlamadan dönmüş ve bağış-lanandan zenginleşmesinin geri
verilmesini istemiş ise, ondan ayrıca tazminat da isteyemez. Bu sonuç,
bağışlamanın karşılıksız olması, yani bağışlanana yük değil de, kazanç sağlama
amacını gütmesi ile açıklanabilir (Dr. Kenan Tunçomağ, Türk Borçlar Hukuku Özel
Borç İlişkileri, 3. Baskı, II. Cilt, sh. 433). Bağışlayan, yükümlülüğü ifa
etmemenin hukuki sonucu olarak geri almayı (dönmeyi) seçerse, bağışlananın
karşılaşacağı tek hukuki sonuç, sözleşmenin sona ermesidir. Bağışlanan bunun
yanında bir de tazminat ödemekle yükümlü değildir (Dr. H. Becker, Çeviren: Dr.
A.Suat Dura, İsviçre Medeni Kanunu Şerhi, Çeşitli Sözleşme İlişkileri, sh. 234).
Öyle olunca, mahkemece davanın tümden reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm
tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
Sonu ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz olunan hükmün davalı yararına
(BOZULMASINA), 20.11.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|
|