13. Hukuk Dairesi 1990/83 E., 1990/3204 K.
SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİ
“İçtihat Metni”
T.C.
Y A R G I T A Y
Onüçüncü Hukuk Dairesi
E. 1990/83
K. 1990/3204
T. 1.5.1990
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
ilamda
yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen
hükmün
davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine; tem-yiz
dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği
konuşulup
düşünüldü:
Davacı, davalı ile aralarında taşınmaz ile ilgili satış vaadi
sözleşmesi
yapıldığını, bu sözleşmeye konu taşınmazın o sırada davalı adına
tapuda
tescilli olmadığını, Yücel adına kayıtlı bulunduğunu, bu şahsın da
davalıya
sözkonusu taşınmazın satışını vaadettiğini ve davalının da kendisine
satmak
istediğini, bu yüzden Yücel aleyhine cebri tescil davası açtığını,
ancak
davalının satış vaadi sözleşmesindeki koşulları yerine getirmemiş
olduğu
gerekçesiyle davanın reddedildiğini, davanın kaybedilmesine
davalının kusurlu
tutumunun neden olduğunu ileri sürerek uğranılan zarar karşılığı
25.000.000
liranın davalıdan alınmasını istemiştir.
Davalı, davacının iyiniyetli olmadığını, zira bu riski bilerek
taşınmazı
almayı kabul ettiğini, kaldıki kendi sorumluluğunun sözleşmede
yazılı 410.000
TL. satış bedeli ile sınırlı olduğunu savunarak davanın reddini
dilemiştir.
Mahkemece, satış vaadi sözleşmesindeki koşulların gerçekleşebilme
şansı olup
olmadığını araştırmadan devir sözleşmesini kabul eden ve daha sonra
bu
sözleşmeye konu taşınmazı adına tescil ettirme imkanına sahip
olmayan
davacının iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle tazminat davasının
reddine karar
verilmiş ve hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, satış vaadi sözleşmesinden
kaynaklanmaktadır.
Adana Üçüncü Noterliği’nce re’sen düzenlenen 19.12.1980 tarih ve
31731 sayılı
sözleşme geçerlidir, tarafları bağlar. Satışı vaad edilen
taşınmazın,
sözleşmenin düzenlediği tarihte davalı adına tapuda kayıtlı olmaması
sonuca
etkili değildir. Bir kimse, kendi üzerinde kayıtlı olmayan
taşınmazın
satışını dahi vaad edebilir ve böyle bir vaad geçerlidir. Öyle ise
davalının
satışını vaad ettiği taşınmazın tapusunu davacıya geçirme olanağını
yitirdiği
tarihin tesbiti ile o tarihteki satışı vaad edilen taşınmazın kaim
değeri
bilirkişi aracılığıyla saptanarak sonucuna uygun bir karar verilmesi
gerekirken yasaya uygun düşmeyen gerekçelerle davanın reddi usul ve
yasaya
aykırı olup karar bozulmalıdır.
S o n u ç : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle davacı
yararına
(BOZULMASINA), istek olursa peşin harcın iadesine, 24.800 lira
duruşma
avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 1.5.1990
gününde
oybirliğiyle karar verildi. |