8. Hukuk Dairesi 2002/7449 E., 2002/7683 K.
KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI VE ZİLYETLİK
KUM VE ÇAKIL OCAĞI
İçtihat Metni
T.C
Y A R G I T A Y
8. Hukuk Dairesi
Sayı:
Esas - 2002 - Karar
7449 7683
Y A R G I T A Y İ L Â M I
Mahkemesi :P Asliye Hukuk Hâkimliği
Karar Tarihi :11.07.2001
Esas ve Karar no :2001/809-2002/396
Muharrem ile Hazine ve N Köyü Muhtarlığı aralarındaki tescil
davasının kabulüne dair P Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen
11.07.2001 gün ve 809/396 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi
davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla, dosya
incelendi, gereği düşünüldü:
YARGITAY KARARI
Davacı vekili, uyuşmazlık konusu taşınmazın vekil edeni adına tapuya
tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı
Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanarak tescil isteğinde
bulunmuştur. Davalı Hazine vekili, taşınmazın Aksu Çayının yatağı
olduğunu ve halende Narlı kum ocağı işletme sahasında kaldığını
savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece,
kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar
verilmiştir.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli
bulunmamaktadır. Kadastro müdürlüğünün 01.04.2002 günlü karşılık
yazısında dava konusu taşınmazın 1962 senesinde taşlık ve hali arazi
olması nedeniyle tespit dışı bırakıldığı bildirilmiştir. Hazine
vekili, taşınmazın Aksu Çayının yatağında yer aldığını savunmuş,
teknik bilirkişiler tarafından düzenlenen raporlarda da Aksu Çayının
taşkın sahasında yer aldığını belirtmişlerdir. Teknik bilirkişinin
düzenlediği kroki ve raporda taşınmazın sınırında kanal bulunduğu
açıklanmıştır. Mahkemece, kanalın niteliği üzerinde durulmamıştır.
Kanal DSİ gibi bir kamu kuruluşuna ait ise, MK.nun 713/3. maddesi
hükmü gözönünde tutularak davanın ilgisi yönünden DSİ ye
yöneltilmesi yargılamaya geldiği takdirde, savunma ve delillerinin
sorulup toplanması gerekmektedir. Bundan ayrı yerel bilirkişi ve
tanıklar dava konusu taşınmazın 1971-1972 yıllarına kadar Aksu
Çayının düzensiz akış yatağı üzerinde yer aldığını, 1971 yılında K
Barajının yapılmasıyla Aksu çayının etkisinden kurtulduğunu ve
davacı tarafından üzerindeki taşlar ve otlar temizlenmek suretiyle
kullanılmaya başladığını bildirmişlerdir. Mahkemece, barajın ve
sınırında yer alan kanallar DSİ ye ait ise, bunların yapım ve bitim
tarihleri sorulup taşınmazın hangi tarihte Aksu çayının etkisinden
kurtulduğu da belirlenmemiştir. Tüm bu yönler gözönünde tutularak
dava konusu taşınmazı kapsayan bu yöreye ait kadastroca düzenlenen
orjinal paftanın veya okunaklı fotokopisinin Tapu Sicil
Müdürlüğünden getirtilerek, taşınmazın yerinin bu paftada
işaretlenmesi, K Barajının yapımının hangi tarihte tamamlandığı,
ayrıca taşınmazın sınırında yer alan kanalların DSİ ye ait ise,
hangi tarihte yapıldığının DSİ den sorulması, kanalların yapımıyla
ilgili belgelerin getirtilip dosya arasına konulması, tüm bu belge
ve belirlemelere göre taşınmazın hangi tarihte Aksu Çayının etkisi
altından kurtulduğunun saptanması, o tarihten dava tarihine kadar
kazanma süresi ve koşullarının geçip geçmediğinin araştırılıp
belirlenmesi, taşınmazın kum ocağı olarak işletildiği Hazine
tarafından savunulduğuna göre, savunmaya ilişkin belgelerin
istenilmesi, kum ocağı olarak işletilip
işletilmediği, kum ocağı olarak işletilen bir yer üzerinde
davacıların zilyetliğini nasıl sürdürdüklerinin yerel bilirkişi ve
tanıklardan sorulması, taşınmazın niteliği kesin olarak belirlenip
kazanma koşullarının oluşup oluşmadığının gözönünde tutulması, ondan
sonra uyuşmazlık hakkında hüküm kurulması gerekmektedir.
Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA
24.10.2002 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Üye Üye |