18. Hukuk Dairesi 2002/3802 E., 2002/4321 K.
GENEL GİDER BORCU BAĞIMSIZ BÖLÜME AİTTİR
İçtihat Metni
T.C
Y A R G I T A Y
18.HUKUK DAİRESİ
E. 2002/3802
K. 2002/4321
T. 16.04.2002
Dava, davalı yönetici tarafından davacı hakkında yapılan ve
süresinde itiraz edilmediğinden kesinleşen icra takibine konu olan
ortak gider ve avans borcunun bulunmadığının tesbiti istemine
ilişkindir.
Davaya dayanak teşkil eden Bursa 8. İcra Müdürlüğünün 1999/2957 Esas
sayılı takip dosyasının incelenmesinden, bu davanın davacısı Beyhan
Çetinsav hakkında, kiracısı olduğu bağımsız bölümün 1998 yılı Eylül,
Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ait (aylık 8.000.000 TL) 1999 yılı
Ocak, Şubat, Mart, Nisan ve Mayıs aylarına ait (aylık 25.000.000 TL)
aidat borcunun ödenmeyen 149.000.000 TL’si ile aylık %10 gecikme
tazminatının tahsili için icra takibinde bulunulduğu ve ödeme
emrinin borçlu-davacı Beyhan’a 8.5.1999 tarihinde tebliğ olunmasına
rağmen süresi içinde itiraz edilmemesi nedeniyle takibin
kesinleştiği anlaşılmıştır.
Anagayrimenkulün yönetimiyle ilgili tüm defter, belge ve kayıtlar
üzerinde yaptırtılan inceleme sonucunda düzenlenen bilirkişi
raporunda, (işletme projesi gözetilmeden) icra takibine konu edilen
dönemde fiilen gerçekleşen harcamalar üzerinden davacının payı
hesaplanmış ve buna göre davacının kısmen haklı olduğu sonucuna
varılmış, mahkemece de, rapordaki bu saptama yerinde bulunarak
davanın kısmen kabulü yolunda hüküm kurulmuştur.
Kat Mülkiyeti Kanununun 20 nci maddesi hükmü uyarınca kat
maliklerinden herbiri, bu madde de sayılan hususlarla ilgili ortak
gider ve avanstan payına isabet eden miktarı zamanında yönetime
ödemekle yükümlü olduğu gibi, bu borcunu süresinde ödememesi halinde
de gecikilen günler için, aylık %10 hesabıyla gecikme tazminatı
ödemekle yükümlüdür. Anılan Yasanın 22 nci maddesi hükmüne göre de,
kat malikinin payına düşecek gider ve avans borcundan ve gecikme
tazminatından bağımsız bölümlerin birinde kira akdine dayanarak
devamlı bir şekilde faydalananlar da müştereken ve müteselsilen
sorumludur.
Kat maliki ve kiracının sorumlu olacağı ortak gider ve avans payı,
yine aynı Yasanın 37 nci maddesi gereğince yönetici tarafından
düzenlenen işletme projesi yada bu hususta alınacak kat malikleri
kurulu kararıyla belirlenir. İşletme projesi de, anagayrimenkulün
bir yıllık yönetiminde tahmini gelir ve giderleri esas alınarak
yönetim planı hükümleri çerçevesinde, yönetim planında hüküm
bulunmayan hallerde de yukarda sözü edilen Yasanın 20 nci maddesi
hükmü uyarınca saptanır. Bağımsız bölümlerin arsa payları,
büyüklükleri veya sair özellikleri dikkate alınarak her bir bağımsız
bölüm yönünden belirlenecek gider ve avans payı (aidat), ister malik
ister kiracı tarafından ödensin, bağımsız bölüme bağlı olarak oluşan
ve sürekli şekilde her ay eksiksiz yönetime ödenmesi gereken bir
borç olup, bağımsız bölümün satılarak el değiştirmesi yada kiracının
ayrılması halinde bu kişilerin kullandığı dönem için gerçekleşen
harcamaların yönetimce saptanarak fazlalık varsa iadesi gerekmez.
Aksine bir uygulama, o bağımsız bölüm için diğerlerinden daha düşük
aidat alınması sonucunu doğurur ki bu da eşitliğe, hakkaniyete ve
işin gereğine uygun düşmez. Kiracının, kişisel olarak
yararlandığından çok aidat ödeme iddiası, ancak şartları varsa
kiracı tarafından aralarındaki sözleşmeye dayanılarak malike karşı
dava veya takip yoluyla ileri sürülebilir.
Bilirkişi raporunda, davacının sorumlu olduğu ortak gider ve avans
borcunun saptanmasında yukarıda açıklanan esaslar gözetilmediğinden
yeterli olmayan bu rapora göre kurulan hüküm yerinde görülmemiştir.
Mahkemece yapılacak iş, davaya konu dönemle ilgili işletme projesi
ve varsa kat malikleri kurulu kararlarına göre yukarda açıklanan
esaslar doğrultusunda davacı payına isabet eden aidat miktarının ne
olduğunun, ayrıca işletme defteri ve diğer belgelere göre de aynı
dönemde, davacının ödenmeyen aidat borcu olup olmadığının, varsa
miktarının saptanması bakımından yeniden bilirkişi incelemesi
yaptırtılıp, alınacak raporun uygunluğu da denetlenerek hasıl olacak
sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın
yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu
nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK’nun 428.
maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde
temyiz edene iadesine, 16.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
|