2. Hukuk Dairesi 1996/13321 E., 1997/1261 K.
EHLİYET
MİRAS
RED
RED EDENİN FÜRUU
RED HAKKI
VESAYET
İçtihat Metni
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı :
Esas Karar Y A R G I T A Y İ L A M I
96/13321 97/1261
31.1.1997
Özet:Reddeden mirasa fiil ehliyetine sahip olmalıdır. Mirasçılardan
biri mirası red ederse payı onun füruuna, füruu yoksa diğer
mirasçılara
geçer.
Red keyfiyeti murisin ölüm anına kadar sonuç doğurur.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp
düşünüldü.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun
sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık
görülmemesine göre
davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları
yersizdir.
2-Medeni Kanunun 551. maddesi, ölüme bağlı bir tasarrufta
bulunmaksızın vefat eden bir kimsenin mirasçılarından birinin mirası
reddetmesi halinde bunun hissesinin murisin vefatında hayatta
değilmiş gibi
diğer mirasçılara intikal edeceğini öngörmüştür. Mirasın reddinin
hüküm ifade
edebilmesi için reddedenin fiil ehliyetine sahip olması
gerekmektedir. Red
iradesi şekle bağlanmamıştır. Ancak kayıtsız ve şartsız yapılması
zorunludur.
(MK. md. 449) Reddedenin füruu varsa miras payı ona intikal edecek,
yoksa
diğer kanuni mirasçıların miras payları artacaktır.
a)-Davacı A. 2.2.1965 doğumlu olup murisin ölüm tarihi
28.2.1982’de reşit bulunmamaktadır. Kanuni temsilcisi tarafından
usulüne
uygun bir red işlemi yapılmadığından mücerret annesinin mirası
reddetmiş
olması A. bakımından değer ifade etmez. Bu bakımdan hakkında Medeni
Kanunun 552. maddesinin uygulanmaması ve mirasçı kabul edilmesinde
isabetsizlik yoktur.
b)-Mirasın reddi hükmü, miras bırakanın ölümü anına kadar geriye
yürür. Diğer bir anlatımla red ölüm gününden itibaren hüküm ifade
eder.
Murisin torunu U. dedesinin ölümünden onüç sene sonra doğmuştur. Bu
durumda onun Medeni Kanunun 551. maddesinden yararlanması
düşünülemez.
O halde mahkemece, mirası reddeden S., S. ve N.’nin
paylarının davacı A. ile T.’ye ait olacağı düşünülmeden, N.’nin
çocuğu Ü.’ya da yazılı şekilde pay verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün ikinci maddenin (b) bendinde
gösterilen sebeple BOZULMASINA, kararın bozma kapsamı dışında kalan
yönlere
ilişkin temyiz itirazlarının ise REDDİNE, temyiz peşin harcının
yatırana geri
verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 31.1.1997
|