Hukuk Genel Kurulu 2009/10-238 E., 2009/227 K.
ALACAK DAVASI
ÖZET
TARAFLAR ARASINDAKİ “ALACAK” DAVASINDAN
DOLAYI YAPILAN YARGILAMA SONUNDA; B… 13.İŞ MAHKEMESİNCE DAVANIN
KABULÜNE DAİR VERİLEN 11.3.2008 GÜN VE 2007/278-2008/80 SAYILI
KARARIN İNCELENMESİ TARAF VEKİLLERİ TARAFINDAN İSTENİLMESİ ÜZERİNE,
YARGITAY 10.HUKUK DAİRESİNİN 14.10.2008 GÜN VE 2008/12312-12715
SAYILI İLAMI İLE BOZULARAK DOSYA YERİNE GERİ ÇEVRİLMEKLE, YENİDEN
YAPILAN YARGILAMA SONUNDA, MAHKEMECE ÖNCEKİ KARARDA DİRENİLMİŞTİR.
İçtihat Metni
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz
edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği
görüşüldü:
Dava, meslek hastalığı sonucu 01.05.2000 tarihinde %48 oranında
sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir ve
yapılan ödemeler nedeniyle, Sosyal Sigortalar Kurumunun 62.967,83
YTL. zararının şimdilik 5.631,64 YTL. sinin davalı işverenden
tahsili istemlidir.
Mahkemece dava kabul edilerek peşin değerli gelirlerden 5.000 YTL.nin
09.05.2002 tahsis-onay tarihinden itibaren, geçici iş göremezlik
ödeneğinden 631,64 YTL.nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek
yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya
ödenmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına, karar
verilmiştir. Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar Özel Dairece
bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar sayılı İçtihadı
Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla
gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Kısa
kararda hükmedilmeyen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm
altına alınmış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek olanaklı
değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları
amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı
Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa
kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin
amacı, Kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir.
Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu
durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem
verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir
incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi
yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması
gerektiğine işaret edilmiştir.
Diğer taraftan,1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun
381,388 ve 389 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı
açıklanmış;388.maddesinin son fıkrası ile “Hüküm sonucu kısmında
gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek
sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen
borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer
açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi
gereklidir” hükmü getirilmiştir.
Bütün bu açıklamalar ışığında somut olay irdelendiğinde; direnmeye
ilişkin kısa kararda “peşin değerli gelirlerden 5.000 TL. geçici iş
göremezlik, 631,34 TL.nin tahsis-onay ve ödeme tarihlerinden
itibaren yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya
ödenmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına” karar
verilmişken; buna uygun yazılması gereken gerekli kararda kısa
karardan farklı biçimde “peşin değerli gelirlerden 5.000 YTL.nin
09.05.2002 tahsis-onay tarihinden itibaren, geçici iş göremezlik
ödeneğinden 631,64 YTL.nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek
yasal faizleriyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya
ödenmesine, fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasına” karar
verilmiş olması çok açık bir çelişkidir.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı
H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, diğer temyiz
itirazlarının bozma nedenine göre şimdilik incelenmesine yer
olmasığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,
03.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi.
|