18. Hukuk Dairesi 1996/10350 E., 1996/11380 K.
ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ YOLUYLA KAT MÜLKİYETİ
İçtihat Metni
T.C.
Y A R G I T A Y
18. HUKUK DAİRESİ
ESAS KARAR
1996/10350 1996/11380
Y A R G I T A Y İ L A M I
Dava dilekçesinde ortaklığın giderilmesi istenilmiştir. Mahkemece
davanın kabulü cihetine gidilmiş, hüküm davalı........ Sanayi ve
Ticaret
A.Ş. vekili ile Davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
1-Taşınmazda paydaş bulunan tüm davacı ve davalılar anagayrimenkul
üzerinde inşa edilen yapılarda belli bölümleri öteden beri
kullandıklarından,
böylece fiili bir kullanım tarzı uygulandığından ve hükmü temyiz
eden davalı
........Ambalaj Sanayi Ticaret A.Ş. dahi daha önce taşınmazın A blok
zemin
katı ile B blok’un tamamını payı karşılığında kullanan Ahmet’in payı
olarak satın almış ve bu satış sebebiyle aynı yeri işgal eder
durumda
bulunduğundan Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları da dikkate alınarak
pay
denkleştirilmesine ve ivaz verilmesine gerek olmadığı, her paydaşın
fiilen
kullandığı yerin, kendisine arsa payı tahsisi suretiyle verilip bu
suretle
sicil oluşturulacağı dikkate alınmadan paydaşlar arasında
denkleştirilmeye ve
ivaz ödenmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Ancak paydaşlardan Mustafa taşınmazda tapu kaydına göre 23/3435
paya sahip olup yapılarda herhangi bir bölümü işgal etmediği
anlaşılmaktadır.
Bu kişiye herhangi bir bağımsız bölüm tahsis edilmemekle beraber
hüküm
fıkrasında payının karşılığı bedel hesaplanmıştır. Bu davacıya
taşınmazdaki
payının küçük bulunması nedeniyle herhangi bir bağımsız bölüm tahsis
edilmediğine ve vekili bulunan avukat Yasin’in buna karşı çıkmayıp
muvafakat etmiş olduğuna göre payına karşılık hesaplanan bedelin
bağımsız
bölüm tahsis edilen diğer tüm paydaşlardan yeni tahsis edilen
payları
oranında alınarak bu davacıya verilmesi gerekeceği dikkate
alınmalıdır.
Bundan ayrı Kat Mülkiyeti Kanununun 10. maddesinin son fıkrası, 12.
maddeye yollamada bulunduğuna göre tüm belgelerin düzenlenip dosyaya
konulması ve tescilin bunlara göre kurulması zorunlu olduğundan,
taşınmazın
zemini üzerindeki tüm yapılara ait onaylı projelerin (bilirkişi
tarafından
incelenip yapılara uygunluğu tesbit edildiği bildirilen) dosyaya
getirtilip
onaylarının mevcut olup olmadığının denetlenmemesi, ayrıca yönetim
planının
da hazırlanıp mahkemece onaylanması ve tescilin bu belgelere göre
yapıldığının hüküm altına alınması gerekir.
2-Yukarıda davacılar vekilinin temyizi üzerine yapılan bozma ve
gerekçesi dikkate alındığında hesaplanan taviz bedelinin az olduğuna
dair
davalı şirketin temyiz nedenleri de bu suretle varit olmadığından
sonuç
itibariyle reddedilmiştir.
O halde mahkeme kararına karşı vaki sair temyiz itirazları
reddedilerek yalnız bir sayılı bölümde yazılı nedenlerden ötürü
bozulması
gerekmektedir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın
yazılı
şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle
yerinde
olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.’nun 428. maddesi gereğince
BOZULMASINA,
temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine,
17.12.1996
gününde oybirliğiyle karar verildi.
|