2. Hukuk Dairesi 1995/12562 E., 1995/13239 K.
DAVA HAKKI
DAVADA SIFAT
KAYYIM
SURİYE UYRUKLU
TENKİS
İçtihat Metni
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
95/12562 95/13239
5.12.1995
Özet: Suriye uyrukluların mallarına el koyan hazine, kayyım gibi
hareket etmekte olup, el konan mal sahibi lehine tüm davaları bu
arada tenkis
davası da açar.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp
düşünüldü.
Hazine vekili Suriye uyruklu olan mirascı S. Ç.’un saklı
payının miras bırakan M. Ç.’un 7.12.1971 günlü resmi vasiyetle
yaptığı teberrularla zedelendiğinden bahisle tenkis isteminde
bulunmuştur.
1062 sayılı kanun uyarınca Suriye uyruklu kişilerin Türkiye’de
bulunan
taşınmaz malları Bakanlar Kurulu’nun 13.01.1939 gün 2/10250 sayılı
ve
18.11.1957 gün 4/9697 sayılı kararnameleriyle, kısıtlama
getirilmiştir. Bu
kasıtlama ile taşınmazların her tür tedavülü yasaklandığı gibi,
üzerlerinde
aynı hak kurulması da önlenmiştir. 1.10.1966 gün 6/7104 sayılı
kararname ile
de bu gibi mallara hazinece vaziyet edilmesi kararlaştırılmıştır.
Hazinenin Suriye uyruklulara ait mallara ne şekilde vaziyet edeceği
yönetmelikle belirlenmiştir. Buna göre malların idaresi,
işletilmesi,
bölünmesi, kamulaştırılması, satılması gibi her türlü işlemde Hazine
yasal
mümessil (vasi-kayyım) gibi hareket etme ve tüm işlemlerinde Suriye
uyruklu
kişinin ileriye yönelik haklarını korumak zorundadır. Böyle olunca
vesayete
ilişkin kurallar benzetme (kıyas) yolu ile uygulanır.
Vesayet makamları nasılki kısıtlının mevcut ve ilerde doğabilecek
haklarını korumak ve onu temsilen hukuki işlem yapmakla yükümlü
kılınmışsa;
Hazine de Suriye uyruklu kişinin haklarını korumak üzerine gerekli
hukuki
işlemleri yapmakla yükümlüdür. Zira bu taşınmazların ilerideki
mülkiyet
durumunun ne olacağı belirlenmemiş, Suriye ile yapılacak bir
anlaşmayla sorun
çözülmek üzere askıda bırakılmıştır. O halde somut olayda Hazinenin
yasal
temsilci gibi indirim (tenkis) davası açma hakkının bulunduğunun
kabulü
gerekir. Davanın değişik düşüncelerle yazılı olduğu gibi sıfat
yönünden red
edilmiş olması doğru bulunmamıştır.
SONUÇ : Temyize konu hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA
oybirliğiyle karar verildi. 05.12.1995
|