2. Hukuk Dairesi 1995/12454 E., 1995/13742 K.
KARŞILIKLI İŞLEM
MİRAS
MİRASÇILIK BELGESİ
TANIMA
YUNAN UYRUKLU
YUNANİSTAN KANUNLARI
İçtihat Metni
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
95/12454 95/13742
15.12.1995
Özet:Yunanistan Türk vatandaşlarına serbestçe iktisap ve tasarruf
edecekleri gayrımenkule yönelik bir miras hakkı tanımadığından
Yunanistan
vatandaşları Türkiyede gayrımenkulleri miras yolu ile iktisap
edemezler.
Gayrımenkuller yönünden mirascılığın tesbiti yoluna gidilemez.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği
görüşülüp
düşünüldü.
Beşiktaş Ortaköy mahallesi Aydınlık sokak 52 ada 15 parselinde
kayıtlı
taşınmazın tapu siciline tesciline esas, geldi kaydının tetkikinde;
taşınmaz
hisselerinin H.O. oğlu B.’a ve T. Y. oğlu C.’a ait
olduğu halde verilen cevaplarda taşınmaz hisselereninin B. oğlu O.
ve
C. oğlu Y.’ye ait olduğu bildirilmiş, bu çelişki giderilmediği gibi
ibraz edilen tek üyeli Rodos Bidayet Mahkemesi kararlarında da
B.oğlu
O. Kuyumcu ve Tüccar Y.’nin tek mirasçılarının S. K.
V.olduğu belirlenmiştir.
Şu halde söz konusu tapu kaydı ve dayanağı belgelerdeki bu
uyumsuzlukta ortadan kaldırılıp, kayıtların delil olma niteliği
tartışılmalıdır.
Delil kabul edilen Rodos Bidayet Mahkemesinin mirasçılık belgesine
ilişkin kararları 2675 sayılı kanun uyarınca tanınması mümkün olan
kararlardan olmayıp ancak Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 296.
maddesi
çerçevesinde “Mahallinde mer’i kanunlara mutabık olduğu mahalli
Türkiye
şehbenderi veya Türk siyasi memurları tarafından tasdik kılınmış”
olup
olmadığıda gözetilmemiştir. 16.10.1984 tarihli resmi gazetede
yayımlanan
”Yabancı resmi belgelerin tasdik mecburiyetinin kaldırılması
sözleşmesi” ile
16.1.1987 tarihli resmi gazetede yayımlanan “Bazı işlem ve
belgelerin
tastikten muaf tutulmasına dair sözleşme”ye Yunanistanın taraf olup
olmadığı
araştırılmamıştır.
Diğer taraftan “Tahdidi mutazammın kanun hükümleri yerinde kalmak ve
karşılıklı olmak şartı ile yabancı hakiki şahıslar Türkiyede
gayrimenkul
mallara temellük ve tevarüs edebilirler”. (Tapu K. Md. 35)
Kanun karşılıklılık esasının ne şekilde belirleneceğini
açıklamamıştır. Türk yabancılar hukukunun genel ilkelerinden olan
karşılıklı işlem (mütekabiliyet) esası en az iki Devlet arasında
uygulanan ve
herbirinin ülkelerinde diğerinin vatandaşına aynı mahiyetteki
hakları
karşılıklı tanımalarını ifade eder. Bu ilke anlaşma ile tanıma
yanında iç
mevzuat bakımından bir engel koyma biçiminde yazılı hukukta yer
alabilir.
Ancak en önemli nokta 28.5.1927 günlü 1062 sayılı kanunda ifade
edildiği üzere idari karar veya istisnai kanunlarla Türk uyruklular
bakımından mülkiyet haklarının kısmen veya tamamen sınırlanıp,
sınırlanmadığının daha açık bir ifade ile fiili durumun
belirlenmesidir.
Yabancı ülke mevzuatında bir engel olmamakla beraber Türk
vatandaşlarının o ülkede taşınmaz mal edinmeleri şu veya bu biçimde
fiilen
engelleniyorsa, Tapu Kanununun 35. maddesinde açıklanan edinme
engelinin
bulunmadığını söylemek mümkün değildir.
Bunun yanında yabancı ülke taşınmazın bulunduğu yer bakımından
(örneğin sahilde bulunan taşınmazlarla ilgili) izne bağlılık ve
yasaklamalar
getirilmişse, bizim mevzuatımız bakımından engel olmasa bile
sahildeki
taşınmazın yabancı tarafından edinilebileceği kabul edilemez.
Davacının mirasçı olduklarının tesbitini istediği kişilerin
Yunanistan
vatandaşı oldukları konusunda taraflar arasında uyuşmazlık
bulunmamaktadır.
Türk Hükümeti 1062 sayılı kanuna dayanarak 2.11.1964 tarih 6/3801
sayılı kararla, Yunanistan vatandaşları için karşılıklılık esasına
göre
sınırlandırmalar getirmiş, temlik yasakları koymuş, bilahare
3.2.1988 tarih
88/12592 sayılı kararla yasaklama getiren kararnameyi kaldırmış ve
23.3.1988
tarih 88/12752 sayılı kararla da temlik yasağı dönemindeki
taşınmazların
Yunan vatandaşı kişiler adına tesciline imkan tanımıştır.
Buna karşın, dosyada mevcut Adalet Bakanlığının 7.6.1995 tarih 37455
ve 17.7.1995 tarih 33602 sayılı yazılarından gerek muris O. K.
yönünden mirasın açıldığı 1908 tarihinde; gerek muris Y.yönünden
mirasın
açıldığı 1924 tarihinde; gerek muris K. yönünden mirasın açıldığı
30.1.1944 tarihinde Yunan Devletinin 3.9.1924 tarih 3250 sayılı yasa
ile
taşınmazlar üzerindeki hukuki işlemleri yasakladığı, daha sonra 1938
yılında
kabul edilen “Sınır ve Kıyı Bölgelerinde Alım-Satım hakkının
istimalinin
yasaklanması hakkında 1366/1938 sayılı ihtiyaca Mebni Kanun ile
Sınır ve
Kıyı bölgelerindeki taşınmazlar yönünden yasaklamalar getirilmiş;
ayrıca
Dışişleri, Milli Savunma, Milli Ekonomi ve Tarım Bakanlarının
teklifi üzerine
Sınır bölgesi niteliğinin bölgelere göre konulma ve kaldırılması
yetkisinin
Cumhurbaşkanına tanındığı anlaşılmaktadır.
Bu kıyı ve Sınır bölgelerinin tesbitinde görüldüğü gibi herhangi bir
coğrafi ölçüm, kıstas mevcut olmayıp, bu bölgeler bir kısım
vilayetler,
ilçeler ve adalar tadat edilmek suretiyle belirlenmiştir. Yunanistan
topraklarının 55’inin söz konusu yasa kapsamına girdiği ifade
edilmiştir.
Yunanistan daha sonra Avrupa topluluğuna üye olunca 31.7.1990
tarihinde yürürlüğe giren 1892/90 sayılı “modernizasyon, kalkınma ve
diğer
hükümlere dair” kanun ile yeni düzenlemeler getirilmiş, bu
düzenlemelerle
sınır bölgelerinde Yunanistan ve Avrupa Topluluğu üyesi ülkelerin
vatandaşları ile Rum asıllı diğer ülke vatandaşlarına izinle
gayrimenkul
edinme ve tasarruf imkanı tanınmış, izin vilayetlerde yasaya uygun
kurulan
komisyonların takdirine bırakılmıştır.
Yunanistan’da Türk vatandaşlarının genel olarak miras yoluyla
taşınmazlar edinmelerini doğrudan engelleyen bir kanun hükmü yok ise
de;
yukarda açıklandığı üzere gerek Yunanistanın 55’ini oluşturan Sınır
ve Kıyı
bölgelerinde, gerekse bu bölge dışında kalan tek tek belirtilmeyen
diğer
bölgelerde Türklerin gayrimenkul edinimi izne tabi tutulduğundan
uygulamada
izinle yetkili komisyon ve mercilerin bu yetkilerini Türklerin gerek
satın
alma, gerek miras yolu ile gayrimenkul edinmelerini önleyici şekilde
kullandıkları tesbit edilmiştir. Bu suretle, gayrimenkulleri miras
yolu ile
edinme bakımından karşılıklılık esasının bulunmadığı saptanmıştır.
Öte
yandan Türkiye Cumhuriyetinin Rum asıllı olmayan vatandaşlarının,
üzerinde
serbestçe tasarruf edemedikleri bir gayrimenkulü miras yoluyla ve
tam
anlamıyla iktisap ettiklerini kabul etmek de mümkün değildir.
O halde, gayrimenkuller yönünden Tapu Kanununun 35. maddesi
gereğince
karşılıklılık esası bulunmadığından söz konusu kişilerin mirasçı
olamayacakları gözetilmeden fiili duruma uygun olmayan gerekçelerle
gayrimenkulleri de kapsayacak şekilde mirasçılık belgesi verilmesi
kanuna
aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan hükmün gösterilen nedenlerle BOZULMASINA,
oybirliğiyle karar verildi. 15.12.1995
|