2. Hukuk Dairesi 1996/3834 E., 1996/5692 K.
ANLAŞMA
ANLAŞMALI BOŞANMA
BOŞANMA
EVLİLİK BİRLİĞİNİN YENİDEN KURULMASI
İRADE AÇIKLAMASI
İYİ NİYET
UZUN SÜRE BİRLİKTE YAŞAMA
İçtihat Metni
T.C.
Y A R G I T A Y
2.Hukuk Dairesi
Sayı
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas Karar
96/3834 96/5692
28.5.1996
Özet:Tarafların anlaşarak boşanma taleplerine ve bu yönde hüküm
almalarına rağmen hüküm tebliğe verilmeyip üç yıl birlikteliğin
sürüdürülmesi, açıklanan iradelerin samimi olmadığını gösterir. Üç
yıl sonra
hükmün tebliğ ettirilmesi Medeni Kanunun 2. maddesi ile bağdaşmaz.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli
mahkemece verilen hükmün temyizen mürafaa icrası suretiyle tetkiki
istenilmekle duruşma için tayin olunan bugün temyiz eden F. B.n ve
vekili Av. G. T. geldiler. Karşı taraf vekili Av. H. E.
geldi. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek
karara
bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün
dosyadaki
bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Davacı kocanın açtığı boşanma davasının yapılan yargılaması
sırasında
davalı boşanmayı kabul ettiğini açıklamış, davaya bakan hakim
başkaca bir
inceleme yapmadan boşanmaya karar vermiştir.
Davalı, Yargıtaya gönderdiği dilekçe ile kandırıldığını,
bilgisizliğinden, deneyimsizliğinden yararlanıldığını karardan sonra
evlilik
birliğini 3 yıl süre ile devam ettirdiklerini belirtmiştir.
3444 sayılı yasa ile düzenlenen Medeni Kanunun 134/3 maddesiyle:
a)Evliliğin en az bir yıl sürmüş olması,
b)Eşlerin birlikte başvurması veya bir eşin diğerinin davasını kabul
etmesi halinde;
c)Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olduğu kabul edilir. Yasa
evliliğin temelinden sarsılmış sayılmasını (a) ve (b) bentlerinde
belirtilen
koşulların yanında;
d)Hakimin tarafları bizzat dinlemesi,
e)Beyanlarını serbestçe açıkladıklarına kanaat getirmesi,
f)Boşanmanın mali sonuçlarıyla çoçukların durumu konusunda yapılan
mali ve sosyal düzenlemeyi kabul edilir bulması veya kendisinin
önerdiği
koşulların taraflarca kabul edilmiş olmasıyla boşanmaya karar
verilebileceğini öngörmüştür. Yasanın bu düzenlemesi emir edici bir
kuraldır.
Belirtilen bu kurallara uyulması halinde boşanmanın aynı yasanın
134/1.
maddesi çerçevesinde çözümlenmesi gerekir.
Tarafların anlaşmaları sonucu 4.3.1993 günlü kararla boşanmalarına
karar verilmiştir. İlam harcının alınmasını öngören tahsil makbuzu
26.5.1993
tarihlidir. Tahsilat 8.1.1996 tarihinde gerçekleşmiştir. Karar
16.2.1996’da
tebliğe verilmiştir. Davalı süresi içinde hükmü temyiz etmiş, temyiz
dilekçesinde hakim önündeki kabul beyanın hiç bir irade sonucu
olmadığını
karardan sonra taraflar evlilik birliğini devam ettirmeyi
kararlaştırmış ve
üç yıl süre ile mutlu beraberliği sürdürmüş olduklarını
belirtmiştir.
Davacı temyiz dilekçesine verdiği cevabla davalının açıklanan üç
yıllık birliktelik iddiasını doğrulamıştır.
Davalı belirtilen bu üç yıllık beraberlik döneminde çektirilen
fotoğraflarını dilekçesine ekli olarak sunmuştur. Gerçekten
tarafların bu
fotoğraflarda mutlu görüntüler sergiledikleri el ele kol kola
çekilen
fotoğraflarda çocukların büyüyüp geliştikleri görülmektedir.
Belirlenen bu durumda,
1-Tarafların boşanma kararına rağmen evlilik birliğini bozmamış
olmaları, üç yıl süre ile boşanmamış gibi birlikteliklerini
sürdürmüş
olmaları hakim önündeki açıklamalarının serbest ve samimi bir irade
ürünü
olmadığını göstermektedir.
2-Davacı kocanın üç yıl karı koca gibi yaşantısını sürdürmesi eşine
evliliğin devam edeceği konusunda güven vermesi ve üç yıl sonra üç
yıl önceki
mali koşullarla boşanmayı sağlamak üzere, kararı tebliği çıkarması
Medeni
Kanunun 2. maddesiyle öngörülen iyi niyet koşullarıyla da bağdaşmaz.
Bu sebeplerle hukuka aykırı olan hükmün bozulması gerekmiştir.
S O N U Ç : Temyize konu hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,
duruşma için takdir olunan altı milyon lira vekalet ücretinin
davacıdan
alınıp davalıya verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri
verilmesine
oyçokluğuyla karar verildi. 28.5.1996
MUHALEFET ŞERHİ
Medeni Kanunun 134/3 maddesi, evlilik en az bir yıl sürmüş ise,
eşlerin birlikte başvurması yada bir eşin diğerinin davasını kabul
etmesi
halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde
boşanma kararı
verilebilmesi için, hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerinin
serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali
sonuçları ile
çocukların durumu hususunda taraflarca kabule dilecek düzenlemeyi
uygun
bulması şarttır. Hakim tarafların ve çocukların menfeatini nazara
alarak bu
anlaşmada gerekli gördüğü değişikliği yapabilir. Bu değişiklik
taraflarca da
kabulü halinde boşanmaya karar verilir kuralını getirmiştir.
Taraflar 1985 senesinde evlenmişlerdir. Dava 29.12.1992’de
açılmıştır.
İlk oturuma kadın ve vekili katılmış, protokol (MK. m. 150)
mahkemeye ibraz
edilmiş boşanma ile ferileri hakkındaki beyanları tutanağa geçilmiş
ve
birlikte imzalanmıştır. Mahkeme bu beyanlara itibar edilip boşanmaya
karar
vermiştir.
Boşanma kararı davalı vekiline 27.12.1996’da davacıya ise
8.2.1996’da
tebliği edilmiştir. Davalı 5.3.1996 tarihli dilekçesi ile kararı
temyiz
etmiştir. Eşlerin boşanma kararından sonra bir süre birlikte yasamış
olmaları
boşanma konusunda hakim önündeki iradelerinin samimi olmadığını
göstermez.
Temyizin süresi 13.3.1996’da dolmuştur. Bu tarihten sonra
16.5.1996Yda
temyize verilen dilekcenin ve ekindeki resimlerin dikkate alınmasına
da imkan
bulunmamaktadır. Karar doğrudur. Açıklanan sebeple de değerli
çoğunluğun
bozma kararına iştirak edilmemiştir.
Üye Üye
|