1. Hukuk Dairesi 1996/3713 E., 1996/4111 K.
MANEVİ TAZMİNAT
İçtihat Metni
T.C.
Y A R G I T A Y
Birinci Hukuk Dairesi
E. 1996/3713
K. 1996/4111
T. 8.4.1996
* MANEVİ TAZMİNAT
ÖZET : Manevi tazminata hükmedilebilmesi için; davaya konu olayın,
özellikle
manevi zararın esaslı unsurunu teşkil eden kişilik değerlerindeki
objektif
eksilme noktasına ulaştığının saptanması gerekir.
(743 s. MK. m. 24) (818 s. BK. m. 49)
Davacı tarafından, davalı aleyhine açılan davada mahkemece verilen
karar
süresinde temyiz edilmekle dosya incelendi, gereği görüşülüp
düşünüldü:
Dosya içeriğine ve toplanan delillere göre, davalının “manevi
tazminat” isteği
dışında kalan öteki istekleri yönünden ileri sürdüğü temyiz
itirazları
yerinde değildir, reddine. Ancak; olayda, manevi tazminat
isteyebilme
koşullarının gerçekleştiğini söyleyebilmek olanağı yoktur.
Hemen belirtilmelidirki, İsviçre/Türk öğretisi, manevi müdahalelerin
de (iç
huzurun bozulması, ruhsal yapının etkilenmesi gibi hallerinde)
MK.nun 661 ve
devamı maddelerinde ifadesini bulan “komşuluk hukuku” kapsamına
girebileceğini kabul etmektedir. Federal Mahkeme kararlarında da bu
konuya
değinilmiştir. Ne varki, manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan
objektif
eksilmedir. Objektif eksilmeden ise, sadece o kişi için değil;
toplumdaki
diğer bireylerinde ayni zarara (duruma) düşmeleri anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları
sınırlamıştır. Bunlar, kişinin ve ailenin onur ve saygınlığına
yönelik suçlar
(TCK. md. 38), kişilik değerlerinin zedelenmesi (MK. md. 24), isme
saldırı
(MK. md. 25), nişan bozulması (MK. md. 85), evlenmenin feshi (MK.
md. 126),
babalığın benimsenmemesi (MK. md. 305), bedensel zarar ve öldürme
(BK. md.
47) ile kişilik haklarının zedelenmesidir (BK. md. 49). İçlerinden
MK. md. 24
ve BK. md. 49’da belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır.
Kişilik
hakkı ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel
varlıklar,
insanın insan olmasından güç alan varlıklar yada kişinin adı, onuru
ve sır
alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Davaya konu
olayın, bu
çerçeve kapsamında kaldığı; özellikle, manevi zararın esaslı
unsurunu teşkil
eden kişilik değerlerindeki objektif eksilme noktasına ulaştığı
saptanabilmiş
değildir.
Hal böyle olunca, manevi tazminata ilişkin isteğin reddine karar
verilmesi
gerekirken, bunada hükmedilmesi isabetsizdir. Davalının temyiz
itirazı
değinilen hususa hasren yerindedir; kabulüyle hükmün yalnızca
açıklanan
nedenden ötürü HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA), peşin
alınan
harcın temyiz edene geri verilmesine, 8.4.1996 tarihinde
oybirliğiyle karar
verildi.
|