9. Hukuk Dairesi 2001/10264 E., 2001/15254 K.
GERÇEK İŞVEREN
HİZMET AKDİNİN TASFİYESİ
İHBAR TAZMİNATI
KIDEM TAZMİNATI
MUVAZAA
TASFİYE (HİZMET AKDİNİN)
İçtihat Metni
YARGITAY KARARI
Davacı işçi davalı idareye ait işyerinde ihaleyle işin bir bölümünü
üstlenmiş olan taşeron işçisi olarak uzun yıllardan beri
çalıştığı,Dairemizin denetiminden de geçen bu çalışma şeklinin
gerçek duruma uygun olmadığı, bir başka anlatımla davacının taşeron
işçisi gibi gösterilmiş bulunmakla birlikte gerçek işverenin davalı
idarenin olduğu, gerçek işverenin durumunda bulunan bu davalı
tarafından hizmet akdinin 31.12.1998 tarihinde feshedildiği 1999
Mart ayı içinde de kendisine ihbar ve kıdem tazminatları ödendiği:
davalı idarenin yönetim kurulu kararına dayanılarak bu ödemenin
eksik olduğu kabul edilerek geri kalan kısmının’da ödenmek sureti
ile hizmet akdi ilişkisinin tasfiye edildiği davacı işçinin de
anlatılan bütün bu olguları kabul ettiği ve tasfiyeyi
doğruladığı1.1.1999 tarihinden itibaren davacının çalıştığı bölümün
yeni bir taşerona ihale ile verildiği ve böylece MARSAŞ isimli
firmanın aynı işi yürüttüğü,davacı işçininde MARSAŞ firmasının
işçisi olarak 1.1.1999 tarihinden itibaren işe başladığı dosyadaki
bilgi ve belgelerden anlaşıldığı gibi, bütün bu hususlar her iki
tarafında kabulündedir.
Davacı işçinin 1998 Aralık ayı sonuna kadarki dönem için
gerçekleşmiş olan ihbar ve kıdem tazminatlarının eksik ödendiğini
ileri sürerek fark tazminat isteğiyle bu davayı açtığı
açıktır.Mahkemece Dairemizin içtihatlarına dayanılarak davacının ara
vermeksizin çalışmasını sürdürdüğü,kendisine yapılmış olan ihbar ve
kıdem tazminatı ödemelerinin gerçek tazminatlar olmayıp avans
niteliğinde bulunduğu,bu bakımdan gerçek bir feshin söz konusu
olmadığı vurgulanarak davanın reddine karar verilmiştir.
Somut olayda bu konuya ilişkin daha önceki dairemiz kararlarında da
vurgulandığı üzere davalı idarenin gerçek işveren durumunda
bulunduğu ve onun tarafından yapılan işlemde davacı işçinin ihbar ve
kıdem tazminatları, farkları da ödenmek suretiyle tasfiye edildiği
ve bu tasfiyeyi davacıda kabul etmiş olduğuna göre ortada taraf
iradelerinin birleştiği bir “tasfiye” olayının bulunduğu, somut
olayın özellikleri bakımından kabul edilmelidir. Bu bakımdan
mahkemenin,vardığı sonuç doğru değildir. Ayrıca belirtmek gerekir
ki, dayanak olarak gösterilen dairemiz kararlarıda tasfiye ile
ilgili olmayıp muvazaaya ilişkin bulunmaktadır.
Açıklanan bu olgular karşısında gösterilen gerekçe hatalı olduğu
için 1998 yılı sonuna kadar gerçekleşmiş olan haklar denetime
elverişli bir şekilde hesaplattırılarak önceki ödeme tutarlarının
daha yüksek olduğu takdirde davanın reddine, aksi halde aradaki
farkın hüküm altına alınmasına karar verilmelidir.
Yazılı şekilde hatalı değerlendirme ile davanın reddi isabetsizdir
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA,
Davacı yararına takdir edilen 97.500.000 TL. duruşma avukatlık
parasının karşı tarafa yükletilmesine, peşin alınan temyiz harcının
istek halinde ilgiliye iadesine, 2.10.2001 gününde oybirliğiyle
karar verildi. |