17. Hukuk Dairesi 1996/195 E., 1996/807 K.
KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ
KAZANDIRICI ZAMANAŞIMI ZİLYETLİĞİ
VERGİ KAYDININ UYGULANMASI
ZİLYETLİĞİN TERKİ
İçtihat Metni
T.C.
Y A R G I T A Y
Onyedinci Hukuk Dairesi
E. 1996/195
K. 1996/807
T. 8.2.1996
ÖZET : Yapılan keşifte; vergi kaydı yerine uygulanarak kroki
çizdirilmeli
kaydın çekişmeli parseli kapsayıp kapsamadığı belirlenmeli, 353
sayılı parsel
ile çekişmeli parsellerin öncesinin kadim mer’a ile birlikte
kullanılıp
kullanılmadığı, doğal sınırların bulunup bulunmadığı, devamı
niteliğinde olup
olmadığı, zilyetliğin hangi tarihte kim tarafından başlandığı, nasıl
sürdürüldüğü, ekonomik amacına uygun bulunup bulunmadığı,
zilyetliğin
terkedilip edilmediği, terkedilmişse süresi ve nedeni maddi olaylara
dayalı
olarak tanık ve bilirkişilerden ayrıntıları ile sorulmalı, beyanları
arasında
aykırılık çıktığı takdirde giderilmeli,parselleri dıştan çevreleyen
taşınmazlara ait kadastro tutanakları getirtilip dayanağı kayıtların
bu
parseller yönüne okuduğunu araştırılıp, tanık ve bilirkişi
sözlerinin
doğruluğu denetlenmeli, taşınmazın toprak yapısı yönünden ziraat
mühendisinden rapor alınmalı, sonucuna göre karar verilmelidir.
(3402 s. Kadastro K. m. 13/B-c) (743 s. MK. m. 639)
Taraflar arasındaki tesbite itiraz davası üzerine yapılan yargılama
sonunda;
davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı Hazine tarafından
süresi içinde
temyiz edilmekle; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Kadastro sırasında 325, 326 parsel sayılı 10.750 metrekare
yüzölçümündeki
taşınmazlar öncesi Mehmet 20 yılı aşkın zilyet etmişse de terk
ettiğinden
davacı Hazine adına tesbit edilmiştir. Davalının kazandırıcı
zamanaşımı
zilyetliğine dayanan itirazı, kadastro komisyonunda kabul
edilmiştir. Hazine,
komisyon kararının iptali için dava açmıştır. Mahkemece, davanın
reddine ve
dava konusu parselin davalılar adına tapuya tesciline karar
verilmiş; hüküm,
davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Davaları birleştirilerek, görülen 325 ve 326 sayılı parsellerin
Mehmet’in 20
yılı aşkın zamandan beri zilyetliğinde iken terk ettiğinden bahisle
Hazine
adına tesbit edilmiştir. Kabul edilen itiraz üzerine kadastro
komisyon
kararı ile dava konusu parseller muteriz Mehmet oğlu Hanefi adına
tesbitine
karar verilmiştir. Hazine komisyon kararının iptali isteğiyle dava
açmıştır.
Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli
değildir.
Çekişmeli parsellerin batısında tesbiti kesinleşen 353 sayılı büyük
mer’a
parseli bulunmaktadır. Kuzeydeki 323 ve 327 sayılı parseller
hakkında açılan
dava dosyaları getirtilip incelenmemiş ve işbu davaya etkisi olup
olmadığı
araştırılmamış, tespit tutanağında belirtilen zilyetliğin kert
edildiğine
ilişkin olgu üzerinde hiç durulmamış, zilyetlik tanıklarının
beyanlarına baş
vurulmamış komşu köyden dinlenen yerel bilirkişi sözlerine değer
verilerek
hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca, 323 ve 327 sayılı parsellere ait dava dosyaları
ile doğudaki
yoldan sonra gelen 348, 349, 350, 100 ve 318 nolu parsellere ait
kadastro
tutanakları ile dayanağı kayıt ve belgelerle mer’a tahsisi yapılmış
ise
tahsis kararı ve krokisi getirtilmeli, sözü edilen parseller
hakkındaki
davalar ile bu parsellere uygulanan kayıt ve belgeler var ise davaya
etkileri
bulunup bulunmadığı tartışılıp değerlendirilmeli, çekişmeli
parsellere
bitişik mer’a parseli bulunduğundan komşu köylerden yaşlı ve yansız
yerel
bilirkişiler ile tarafların komşu köylerden gösterecekleri tanıklar
ile
tutanak bilirkişileri ve komisyon incelemesi sırasında dinlenen
kişiler hazır
bulundurularak yapılacak keşifte 142 tahrir nolu vergi kaydı
yöntemine uygun
biçimde yerine uygulanmalı, vergi kaydında gösterilen sınırların arz
üzerindeki yerleri birer birer belirlenerek uzman bilirkişi
krokisine
yansıtılmalı, böylece kaydın çekişmeli parseli kapsayıp kapsamadığı
belirlenmeli, 353 sayılı parsel ile çekişmeli parsellerin öncesinin
kadim
mer’a ile birlikte kullanılıp kullanılmadığı, mer’a parseli ile
çekişmeli
parselleri birbirlerinden ayıran doğal sınırların bulunup
bulunmadığı ve 353
sayılı mer’a parselinin devamı niteliğinde olup olmadığı, zilyetliği
hangi
tarihte kim tarafından başladığı, nasıl sürdürüldüğü, ekonomik
amacına uygun
bulunup bulunmadığı, ilk zilyedinin kim olduğu, zilyetliğin
terkedilip
edilmediği, terk edilmiş ise süresi, maddi olaylara dayalı olarak
tanık ve
bilirkişilerden ayrıntıları ile sorulmalı, tanık ve bilirkişi
beyanları
arasında aykırılık çıktığı takdirde giderilmeli, 318, 350, 100, 353
ve 323
sayılı parselleri dıştan çevreleyen taşınmazlara ait kadastro
tutanakları
getirtilip dayanağı kayıtların bu parseller yönünü ne okuduğu
araştırılıp
tanık ve bilirkişi sözlerinin doğruluğu denetlenmeli, taşınmazın
toprak
yapısı, bitki örtüsü ve komşu parsellerden ayırıcı nitelikleri
yönünden
ziraat mühendisinden teknik verilere dayalı rapor alınmalı, keşfi
izlemeye
elverişli biçimde uzman bilirkişiden çevre taşınmazları da
gösterecek biçimde
kroki alınmalı, ondan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar
verilmelidir.
Davacı Hazine’nin temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle hükmün
açıklanan
nedenlerden ötürü (BOZULMASINA), 8.2.1996 gününde oybirliğiyle karar
verildi.
|